Günün Şiiri

Mephobia

Aporia
Bronz Üye
Katılım
1 Ağu 2025
Mesajlar
732
Tepki puanı
119
Puanları
43
Konum
Invictus
Cinsiyet
Diğer
Ağlamak için gözden yaş mı akmalı?
Dudaklar gülerken, insan ağlayamaz mı?
Sevmek için güzele mi bakmalı?
Çirkin bir tende güzel bir ruh, kalbi bağlayamaz mı?
Hasret; özlenenden uzak mı kalmaktır?
Özlenen yakındayken hicran duyulamaz mı?
Hırsızlık; para, malmı çalmaktır?
Saadet çalmak, hırsızlık olamaz mı?
Solması için gülü dalından mı koparmalı?
Pembe bir gonca iken gül dalında solmaz mı?
Öldürmek için silah, hançer mı olmalı?
Saçlar bağ, gözler silah, gülüş, kurşun olamaz mı?


VICTOR HUGO
 

Mephobia

Aporia
Bronz Üye
Katılım
1 Ağu 2025
Mesajlar
732
Tepki puanı
119
Puanları
43
Konum
Invictus
Cinsiyet
Diğer
Out of the night that covers me,
Black as the pit from pole to pole,
I thank whatever gods may be
For my unconquerable soul.

In the fell clutch of circumstance
I have not winced nor cried aloud.
Under the bludgeonings of chance
My head is bloody, but unbowed.

Beyond this place of wrath and tears
Looms but the Horror of the shade,
And yet the menace of the years
Finds and shall find me unafraid.

It matters not how strait the gate,
How charged with punishments the scroll.
I am the master of my fate:
I am the captain of my soul.

William Ernest Henley
 

Lavinia

Platin Üye
Katılım
26 Şub 2024
Mesajlar
6,635
Tepki puanı
2,391
Puanları
113
Konum
Dünya
Cinsiyet
Kadın
Bin fersahtan duyarım kimle gülüştüğünü,
Alnından öz kardeşim öpse ben irkilirim.
Değil yalnız ardına kimlerin düştüğünü,
Kimlerin rüyasına girdiğini bilirim.

Faruk Nafiz Çamlıbel
 

Mephobia

Aporia
Bronz Üye
Katılım
1 Ağu 2025
Mesajlar
732
Tepki puanı
119
Puanları
43
Konum
Invictus
Cinsiyet
Diğer
her şey yapılabilir
bir beyaz kağıtla
uçak örneğin uçurtma mesela
altına konulabilir
bir ayağı ötekinden kısa olduğu için
sallanan bir masanın
veya şiir yazılabilir
süresi ötekilerden kısa
bir ömür üzerine.

bir beyaz kağıda
her şey yazılabilir
senin dışında
güzelliğine benzetme bulmak zor
sen iyisi mi sana benzemeye çalışan
her şeyden
bir gülden bir ilk bir sonbahardan sor
belki tabiattadır çaresi
senin bir çiçeğe bu kadar benzemenin
ve benim
bilinci nasırlı bir bahçıvan çaresizliğim
anlarım bitkiden filan
ama anlatamam
toprağın güneşle konuşmasını
sana çok benzeyen bir çiçek yoluyla

sen bana ışık ver yeter
bende filiz çok
köklerim içimde gizlidir
gelen giden açan soran bere budak yok
bir şiir istersin
“içinde benzetmeler olan”
kusura bakma sevgilim
heybemde sana benzeyecek kadar
güzel bir şey yok


uzun bir yoldan gelen
tedariksiz katıksız bir yolcuyum
yaralı yarasız sevdalardan geçtim
koynumda bir beyaz kağıt boşluğu
her şeyi anlattım
olan olmayan acıtan sancıtan
bilsem ki sana varmak içindi
bütün mola sancıları
bütün stabilize arkadaşlıklar
daha hızlı koşardım
severadım gelirdim
gözlerinin mercan maviliğine

sana bakmak
suya bakmaktır
sana bakmak
bir mucizeyi anlamaktır

sağa sola bakmadan yürüdüğüm yollar tanıktır
aşk sorgusunda şahanem
yalnız kelepçeler sanıktır
ne yazsam olmuyor
çünkü bilenler hatırlar
hem yapılmış hem yapma çiçek satanlar
bahçıvanlar değil tüccarlardır
sen öyle göz
sen öyle toprak ve güneş ortaklığı
sen teninde cennet kayganlığı iken
sana şiir yazmak ahmaklıktır


bir tek söz kalır
dişlerimin arasından
ben sana gülüm derim
gülün ömrü uzamaya başlar

verdiğim bütün sözler
sende kalsın isterim
ben sana gülüm derim
gül sana benzediği için ölümsüz
yazdığım bütün şiirler
sana başlayan bir kitap için önsöz

sana bakmak
bir beyaz kağıda bakmaktır
her şey olmaya hazır
sana bakmak
suya bakmaktır
gördüğün suretten utanmak
sana bakmak
bütün rastlantıları reddedip
bir mucizeyi anlamaktır
sana bakmak
allah’a inanmaktır

YILMAZ ERDOĞAN
 

Mephobia

Aporia
Bronz Üye
Katılım
1 Ağu 2025
Mesajlar
732
Tepki puanı
119
Puanları
43
Konum
Invictus
Cinsiyet
Diğer
O eski hülyaların sahile vurduğunu
Yakama bir muamma taktığım gün hatırla
Gurbetin mahşerimde bir sıla bulduğunu
Dağlar gibi eriyip aktığım gün hatırla

Nereden bileceksin, şehrin sokaklarında
Kaybolan ışıkların gözlerim olduığunu
Her seher yüreğimde açan karanfillerin
Her akşam ellerimde sararıp solduğunu
Nereden bileceksin

Kim bilir, belki bir gün kapıma geleceksin
Siyah tüylü martılar yorgun pencerelerde
Benimle ağlayacak benimle güleceksin
Göğsümde ızdırabı Deniz fenerlerinin
Hayatımdan fışkıran hüzne gömüleceksin

Her şairin bir gülle bahtiyar olduğunu
Bir sana bir göklere baktığım gün hatırla
Gönlümün kahrın ile ihtiyar olduğunu
Sigaramı sessizce yaktığım gün hatırla


Bilemezsin içimde bir denizdir yaşamak
Sen denizin en uzak noktasında şen şakrak
Ben kırgın dalgalarla avunurum derinde
Gemilere yosunlu mendiller bağlayarak

Nereden bileceksin fesleğen köklerinin
Hecai bulutlardan bıkıp usandığını
Ansızın kayıveren yıldızların ardında
Vuslatı bekleyen bir kalbin yandığını
Nerdem bileceksin

Yağmura boyun büken susuz topraklar gibi
Kim bilir belki bir gün kapıma geleceksin
Sinesinde bi-vefa bir sırrı saklar gibi
İnfazına yürüyen ölü tutsaklar gibi
Gözlerinin hicranlı yaşını sileceksin

Tatlı bir rayihanın göklere dolduğunu
Irmaklara karışıp aktığım gün hatırla
Gölgelerin ruhumu görüp kaybolduğunu
Mavi bir şimşek gibi çaktığım gün hatırla

Gülümse ve uzaklaş çünkü anlayamazsın
Bu kopan fırtınayı Yusuf'un yüreğinde
Koyu bir çaresizlik ayinidir yalnızlık
Züleyha'nın menekşe büyüyen gözlerinde

Nereden bileceksin kayalara tutunan
Devlerin birer birer vurulup öldüğünü
Rüyaları süsleyen eşsiz mücevherlerin
Bir dervişi görünce yere döküldüğünü
Nereden bileceksin

Kim bilir belki bir gün kapıma geleceksin
Kollarında rüzgarlı bir deprem karanlığı
Kapı aralığında sessizce gireceksin
Işıldayan bu gönül şahikası önünde
El pençe divan durup sen de eğileceksin

Bülbülün lalezardan neden kovulduğunu
Bu hayal zindanını yıktığım gün hatırla
Balığın susuz kalıp suda boğulduğunu
Acılar evreninden çıktığım gün hatırla

NURULLAH GENÇ
 

Süreyya

Spákona
Süper Mod
Katılım
22 Mar 2020
Mesajlar
9,883
Tepki puanı
3,259
Puanları
113
Konum
Aorist
Cinsiyet
Kadın
Alın size Şiir.
En dehsetlilerinden.
Baudelaire......
Femmes Damnées

 

Mephobia

Aporia
Bronz Üye
Katılım
1 Ağu 2025
Mesajlar
732
Tepki puanı
119
Puanları
43
Konum
Invictus
Cinsiyet
Diğer
Ruhun mu ateş, yoksa o gözler mi alevden?
Bilmem, bu yanardağ ne biçim korla tutuştu?
Pervane olan kendini gizler mi alevden;
Sen istedin, ondan bu gönül zorla tutuştu…

Gün senden ışık alsa da bir renge bürünse;
Ay secde edip çehrene yerlerde sürünse;
Her şey silinip kayboluyorken nazarımdan
Yalnız o yeşil gözlerinin nuru görünse…

Ey sen ki kül ettin beni onmaz yakışınla,
Ey sen ki gönüller tutuşur her bakışınla!
Hançer gibi keskin ve çiçekler gibi ince
Çehren bana uğrunda ölüm hazzı verince
Gönlümdeki azgın devi rüzgarlara attım;
Gözlerle günah işlemenin zevkinin tattım.
Gözler ki birer parçasıdır sende İlah’ın,
Gözler ki senin en katı zulmün ve silahın,
Vur şanlı silahınla gönül mülkü düzelsin;
Sen öldürüyorken de vururken de güzelsin!

Bir başka füsun fışkırıyor sanki yüzünden,
Bir yüz ki yapılmış dişi kaplanla hüzünden…
Hasret sana ey yirmi yılın taze baharı,
Vaslınla da dinmez yine bağrımdaki ağrı.
Dinmez! Gönülün, tapmanın, aşkın sesidir bu!
Dinmez! Ebedi özleyişin bestesidir bu!
Hasret çekerek uğruna ölmek de kolaydı,
Görmek seni ukbadan eğer mümkün olsaydı.

Dünyayı boğup mahşere döndürse denizler,
Tek bendeki volkanları söndürse denizler…
Hala yaşıyor gizlenerek ruhuma “Kaabil”;
İmkanı bulunsaydı, bütün ömre mukabil
Sırretmeye elden seni bir perde olurdum.
Toprak gibi her çiğnediğin yerde olurdum.

Mehtaplı yüzün Tanrı’yı kıskanıyordur.
En hisli şiirden de örülmez bu güzellik.
Yaklaşması güç, senden uzaklaşması zordur,
Kalbin işidir, gözle görülmez bu güzellik!

Geri Gelen Mektup - Hüseyin Nihal Atsız
 

Mephobia

Aporia
Bronz Üye
Katılım
1 Ağu 2025
Mesajlar
732
Tepki puanı
119
Puanları
43
Konum
Invictus
Cinsiyet
Diğer
Son günahım
Ey talib!

Son seslenişim bu sana

Son küstahlığım

Son günahım

Son günahın



* * *
Herkes kendine verilen en değerli armağanı kullanırmış yolu bulmak için

Sözcüklerimden başka değerli bir şey yoktu yanımda, onları sundum sana

Kabir taşlarına kazınmış küflü sözcükler... kefen bezlerine işlenmiş belli belirsiz kanlı heceler...

Gönlümce en değerlilerini seçip fısıldadım kulaklarına... en eskilerini...

Belki en doğrularını değil ama inan ki en güzellerini...

Bazen ulu dağların zirvelerinden, bazen engin ummanların derinliklerinden

Mecnunun âhını duyasın diye

Ölüler diyarından... çölden... daima dostların yanından

Meczub iniltilerini işitesin diye

Kuytu kûşelerde âşıklar mushafından şiirler okudum sana

Kur'an'dan

İki damla gözyaşı uğruna

Yanmazsam yanmazsın sandım da

Yandım.

Yanmadın.



* * *
Geçmişimi hatırlamak için başkalarının tanıklığına ihtiyacım var

Başkalarının sesine

Senin sesine

Ruhumdan nefhalarla kardım toprağını

Sırf seni sende senden duyayım diye

Sînende

Sırf bir aks-i sada... sade bir âh... sadece bir inilti...

Hatırlamam için

Unuttuğumu... kaybettiğimi... kendimi...

Bulmam için

Yolu

Yordamı

VE seni...

Bulamadım

Yılmadım... yazdım sana... durmadan yazdım... asırlarca...

Belki bulurum diye

İnadına

Sen sustukça ben yazdım... usanmadan... biteviye...

Rüzgâr masamdan mektubunu havalandırırken

Yazmazsam yazmazsın sandım da

Yazdım.

Yazmadın.



* * *
Yeşillere bürünmek, Hızır'a tahammülün bedeli

Bir yandan dostların gemilerine zarar vermek, öte yandan hasmın köyündeki duvarları güçlendirmek

Daha da acısı nedir bilir misin?

Çocukları öldürmek

Kötü çocukları

Geçmişe zarar vermesinler diye ellerinden geleceklerini almak

Geçmişe, yani kutsala

Bu yüzden öldürmeliydim seni

Kan gölünün tam da ortasında

Gür nârâlar savura savura

Bezirgân tezgâhlarını tekmelerken

Her kuşku bir diğerinin ötesindeyken

Yakalayıp perçeminden yere çalmalıydım o pis nefsini

Nefsimi

Yapamadım

Hızır'a ihanet ettim

İki denizin birleştiği yerde yolumu kaybettim

Yolumu, yani sorularımı

Bir dizi cevap dudaklarında ölürken

İnanmazsam inanmazsın sandım da

İnandım.

İnanmadın.



* * *
Bir varmış bir yokmuş

Masal gibi sanki

Hem lâ hem illâ imiş

Hakikat

Önce yok demeyi bilmekmiş

Edeb

Anladım bezm-i elestin sırrını

Benim ilk günahımmış illâ,

Lâ benim son günahım!

Dücane Cündioğlu

Açıklaması

 

Mephobia

Aporia
Bronz Üye
Katılım
1 Ağu 2025
Mesajlar
732
Tepki puanı
119
Puanları
43
Konum
Invictus
Cinsiyet
Diğer
İç bade güzel sev var ise akl ü şuurun,
Dünya var imiş yok imiş ne umurun!
Ko bir başka âlemdeki halleri, Hayyâm,
Sen o şarabı iç, o güzel yüzlü hurin.

Sevgiliyle şarap iç, gam kadehini kır,
Bu ömür dediğin, esen rüzgâr gibi gelir gider.
Yarın kim ölecek, kim kalacak kim bilir?
Bugün var olanla yaşa, bu fırsatı kaçırma!

Bir gün sarılır da güzeller sana,
Şarap sunar gül dudaklı sevgili sana,
Öyle bir an gelir ki ey Hayyam,
Ne sen kalırsın, ne de o sevgili sana.

Güzel yüzün şarabın parlaklığına benzer,
Sana bakınca gönlüm ferah bulur,
Seninle bir kadeh içmek dünyaya değer,
Çünkü dünya dediğin rüya gibi kaybolur.

Bir elinde kadeh, öbüründe sevgili yüzü,
Bir yanında aşk, öbür yanında rüya,
Hayyam der ki: en büyük cennet budur,
Boşuna başka yerde arama dünyada.

Ömer Hayyamk
 
Üst Alt