W.Ö ki zamanlardan bir zamandı. (windovstan önce ) idi. sıcak bir yaz gününde 8 kişi kaldıgımız karınca yuvamızda her pazartesiyi pazara bağlayan pazar çamaşır günü olurdu. o gün herkes birbirinin üstüne basarak erken kalkar ve en eski pijamalarını giyer (dizleri bükük ayakta iken bile çömeliyomuş gibi görünürdük) leğenini hazırlar, omosunu alosunu çitisini alır, metrobüse dönmüş küvetli banyomuzda bir kıçımlık yer kaparmak için sayısını unuttugmuz dünya savaşlarından birini verirdik. yer kapan önce elle elbiseler yumuşatır sonra da şarap yapan kızların üzüm ezmesi gibi, kirli çamaşırlarını ayakları ile tepikleye tepikleye kir çıkarmaya çalışırdı. bu arada hepimizde iyi futbolcu idik ama o günler çamaşırı annemiz yıkardı. ne zamanki biz çamaşır tepiklemeye başladık. futbol hayatımız da bitti. ^çamışırmı tepiyonuz oğlum güzel oynayın^ deyimi o günlerde bizden çıktı. ve bir gün ben eve teknoljiyi getirdim. eva marka çamaşır makinası. sadece bir kot pantalon yıkayabilen küçücük bir alet. bir su girişi birde su çıkış hortumu var bide max 15 dakkaya ayarlanabilen bir çalıştırma düğmesi. artık kötü günler bitmişti. makina hiç durmadan çalışıyor çorapları bile artık yıkmaya başladığımız günlerin tadını çıkarıyorduk. bir gün karınca yuvamıza bir memur öğrenci taşındı. otomatik çamaşır makinasını da getirdi (7kg yıkıyor bide kurutmalı )bizim eva atıl kaldı. sıcak mı sıcak bir gün soğukmu soğuk bir şey içebilmenin ama 9 kişiye yetmesi gerektiği gerçeğini de unutmayarak tarihi bir buluş yaptık. eva çamaşır makinasında ayran yapıp içine de dondurma kabında külçe olarak dondurdugumuz bu kalıplarını atıp bira bardağı ile gidip gelip içmeye başladık. 3 yıl boyunca en kirli iç çamaşırlarımızı yıkadıgımız o eva marka çamaşır makinasından buz gibi ayran içtiğimiz anlardaki mutlulugu her yerde arıyorum. bulursanız heber verin.......