Büyük roma imparatoru büyük Sezar ortanca Brütüsü çok severdi. Onu oğlu küçük oğlu yerine koyardı.halbuki brütüs ortanca çocuktu neyse.. Brütüs sezarı sırtına pıçak saplayarak öldürdü. peki bu durumda ortanca çocuk olan ama sezarın küçük oğlu yerine koyduğu Brütüs Sizce hain mi kahraman mı?
Bence bir kahramandı. çünkü sezar onu oğlu yerine koyup sevmesine rağmen Brütüs onu dedesi yerine koyup çok severdi. her neyse sonuçta birbirlerini çok severlerdi. fakat sezar imparator oldugundan beri bir tarafı o kadar kalkmıştı ki halk meclisi olan parlemantoyu portmantoya asmış bütün konsülleri de kendisine garson yapmıştı. dediğim dedik çaldığım düdük vur patlasın çal oynasın derken bi gün sabah uyandığında kendini diktatör hatat tanrı ilan etmek aklına geldi. o daha aklındakileri kimseye söylemeden yanındaki dalkavukları onu tanrı ilan ettiler. buna sezar bile şaşırdı düşüncelerimi mi okuyo la bunnar diyip o dalkavuklarının da kellesini aldı. bu durumdan hiç hoşlanmayan garsonlar (eski konsüller) sezarın çok sevdiği ortanca çocuk olan ama sezarın küçük çocugu gibi sevdiği Brütüse gittiler dediler sen sezarı öldür de bizde cumhuriyeti ilan edelim garsonluktan kurtulalım. seni de aşçı başı yapalım dediler. Brütüs bunu hiç düşünmeden kabul etti. zaten biraz düşünse idi aşçı başı olamaz komutan bilan olurdu. brütüse bi pıçak verdiler dediler sırtına sapla brütüs bu sefer düşündü dedi bi da tongaya gelmiyim dedi. Ama düşününüce kabu etti. sezarı sırtının en kıllı yerinden pıçakladı. sezar arkasını dönüp bi baktı bi de ne görüsün. ortanca çocuk olan ama ...........(buraayı hızlı geçiyorum) Brütüs. ve ona bakıp et tu Brute dedi. yani sende mi Brütüs dedi. Brütüs yine düşünmeye başladı o düşünürken sezar öldü cunhuriyet geldi. sonra her yıl cumhuriyet bayramı kutladılar. yemekleri de baş aşçı Brütüs hazırladı. her kes mutlu oldu. yani neymiş aferin brütüs.
Bence bir kahramandı. çünkü sezar onu oğlu yerine koyup sevmesine rağmen Brütüs onu dedesi yerine koyup çok severdi. her neyse sonuçta birbirlerini çok severlerdi. fakat sezar imparator oldugundan beri bir tarafı o kadar kalkmıştı ki halk meclisi olan parlemantoyu portmantoya asmış bütün konsülleri de kendisine garson yapmıştı. dediğim dedik çaldığım düdük vur patlasın çal oynasın derken bi gün sabah uyandığında kendini diktatör hatat tanrı ilan etmek aklına geldi. o daha aklındakileri kimseye söylemeden yanındaki dalkavukları onu tanrı ilan ettiler. buna sezar bile şaşırdı düşüncelerimi mi okuyo la bunnar diyip o dalkavuklarının da kellesini aldı. bu durumdan hiç hoşlanmayan garsonlar (eski konsüller) sezarın çok sevdiği ortanca çocuk olan ama sezarın küçük çocugu gibi sevdiği Brütüse gittiler dediler sen sezarı öldür de bizde cumhuriyeti ilan edelim garsonluktan kurtulalım. seni de aşçı başı yapalım dediler. Brütüs bunu hiç düşünmeden kabul etti. zaten biraz düşünse idi aşçı başı olamaz komutan bilan olurdu. brütüse bi pıçak verdiler dediler sırtına sapla brütüs bu sefer düşündü dedi bi da tongaya gelmiyim dedi. Ama düşününüce kabu etti. sezarı sırtının en kıllı yerinden pıçakladı. sezar arkasını dönüp bi baktı bi de ne görüsün. ortanca çocuk olan ama ...........(buraayı hızlı geçiyorum) Brütüs. ve ona bakıp et tu Brute dedi. yani sende mi Brütüs dedi. Brütüs yine düşünmeye başladı o düşünürken sezar öldü cunhuriyet geldi. sonra her yıl cumhuriyet bayramı kutladılar. yemekleri de baş aşçı Brütüs hazırladı. her kes mutlu oldu. yani neymiş aferin brütüs.