Sisli bir gece yarısında, ıssız bir sokak ortasında, kırık bir lambanın altında dalmıştı yine rüyalara.... Hep dalardı zaten.. Kafasının içindeki dünya o kadar güzeldi ki, keşke açıp gösterebilseydim herkese diye aklından geçirirdi sık sık.. Ama böyle bir şey mümkün değildi.. Yine de içinde öyle bir his vardı ki.. Bir gün imkansız denen her ne varsa gerçekleştireceğini düşünüyordu.. Evet evet bundan emindi.. Pek çok şeyin başlangıcı aslında o geceydi ve bunun içten içe bir milat olduğunu biliyordu holy...
8 yıl önce
Holy para içinde yüzüyordu, bir elinde ayna bir elinde cımbız alayına giden birtakım angels sarmıştı etrafını.. holy çok mutluydu. Geçen ceosunu kovmuştu adam ana bacı sövmüş tonla beddua etmişti ama holynin umrunda değildi, zira o artık dönemin sultan süleymanıydı.. ve karşısında da adeta hürremi duruyordu. Sahi ne kadar güzel bir kadındı. Yemyeşil gözleri, beyaz teni ve kumral uzun saçlarıyla adeta bir yıldız gibi parlayan, etrafına neşe ve huzur saçan bu kadını okula başladığı ilk gün sevmişti ve biliyordu ki son nefesine kadar hep onu sevecekti.. herkesin karşısında sultan süleymanken onun karşısında köle isauraya dönüyordu, öyle bir aşktı ondaki. Öyle deliler gibi sevmiyordu yanlış anlaşılmasın, gayet aklı başında olarak seviyordu.
Derken birden kırmızı alarmlar çaldı herkes bir yerlere dağıldı, hürremini de uçurumun kenarından düşerken yetişip tutamadı. Ve kendini su içinde buldu.. yaşama içgüdüsüyle noldu nan diye atarlanacakken birden karşısında biricik anacığı velevki duruyordu. Hemen sakinleşti holy yaşadığı bu kaosu bir an unuttu ama sonra neden hemen hatırladı ve hürremimmm diye haykırdı.. annesi ‘oğlum iyi misin sen’ dedi ve hemen ekledi ‘gece yatmayı bilmiyosun sabah kalkmayı, hadi okula geç kalacaksın, fasulyelerin çimlenmiş mi kalk bi bak’.. idrak etmesi zor da olsa gördüklerinin bir rüya olduğunu anlayan holy hürremine bir şey olmadığını anlayınca rahatladı. Ama yine de içine bi hüzün çöktü, fakir hatta fakfakir hayatına geri dönmüştü.. ama olsundu, aşkı yaşıyordu.. ve inanıyordu ki bir gün aklı ve hayaline sığmayan bir zenginliğe kavuşacaktı..
Güç bela yataktan kalkan holy hazırlanıp okul yolunu tuttu. İşte oradaydı hürremi, okulun en zengin çocuğu vardı yanında, hürremine aldığı yummy yumları birlikte yiyorlardı.. ah üleyn dedi keşke ben de alabilseydim de birlikte yiyebilseydik diye kendi kendine hökelenirken kaç para üleyn bi yummy yum ha söyle kaç para diye dönendi durdu.
Zil çalmış ders başlamıştı. Öğretmen fasulyeleri incelemiiş herkese aferin vermişti. Derken derse başladılar. Öğretmenin de kafa bir miktar gidikti. Birden aklına eskiden okuduğu bir kitap geldi. Brahms’ı sever misiniz? Diye sordu. Kimse bir şey anlamamıştı. Cevapsız kalınca çılgın öğretmen de sinirlendi. Holyi ayağa kaldırdı. Söyle holy brahms sever misin evladım dedi. Holy kem küm etti. İçinden de ne olduğunu bilsem şey edicem de edemiyorum işte dedi.. cevap gelmeyince öğretmen daha fazla yüklendi.. sen sevgi nedir bilir misin çocuk söle sen ne seversin.. holy utandı kızardı ve hürremine dönerek ben lotusu severim öğretmenim dedi. Tüm sınıf güldü ve dalga geçti, dersten kaçarak çıkan holy ağlayarak günlüğüne yazmaya gitti……
8 yıl önce
Holy para içinde yüzüyordu, bir elinde ayna bir elinde cımbız alayına giden birtakım angels sarmıştı etrafını.. holy çok mutluydu. Geçen ceosunu kovmuştu adam ana bacı sövmüş tonla beddua etmişti ama holynin umrunda değildi, zira o artık dönemin sultan süleymanıydı.. ve karşısında da adeta hürremi duruyordu. Sahi ne kadar güzel bir kadındı. Yemyeşil gözleri, beyaz teni ve kumral uzun saçlarıyla adeta bir yıldız gibi parlayan, etrafına neşe ve huzur saçan bu kadını okula başladığı ilk gün sevmişti ve biliyordu ki son nefesine kadar hep onu sevecekti.. herkesin karşısında sultan süleymanken onun karşısında köle isauraya dönüyordu, öyle bir aşktı ondaki. Öyle deliler gibi sevmiyordu yanlış anlaşılmasın, gayet aklı başında olarak seviyordu.
Derken birden kırmızı alarmlar çaldı herkes bir yerlere dağıldı, hürremini de uçurumun kenarından düşerken yetişip tutamadı. Ve kendini su içinde buldu.. yaşama içgüdüsüyle noldu nan diye atarlanacakken birden karşısında biricik anacığı velevki duruyordu. Hemen sakinleşti holy yaşadığı bu kaosu bir an unuttu ama sonra neden hemen hatırladı ve hürremimmm diye haykırdı.. annesi ‘oğlum iyi misin sen’ dedi ve hemen ekledi ‘gece yatmayı bilmiyosun sabah kalkmayı, hadi okula geç kalacaksın, fasulyelerin çimlenmiş mi kalk bi bak’.. idrak etmesi zor da olsa gördüklerinin bir rüya olduğunu anlayan holy hürremine bir şey olmadığını anlayınca rahatladı. Ama yine de içine bi hüzün çöktü, fakir hatta fakfakir hayatına geri dönmüştü.. ama olsundu, aşkı yaşıyordu.. ve inanıyordu ki bir gün aklı ve hayaline sığmayan bir zenginliğe kavuşacaktı..
Güç bela yataktan kalkan holy hazırlanıp okul yolunu tuttu. İşte oradaydı hürremi, okulun en zengin çocuğu vardı yanında, hürremine aldığı yummy yumları birlikte yiyorlardı.. ah üleyn dedi keşke ben de alabilseydim de birlikte yiyebilseydik diye kendi kendine hökelenirken kaç para üleyn bi yummy yum ha söyle kaç para diye dönendi durdu.
Zil çalmış ders başlamıştı. Öğretmen fasulyeleri incelemiiş herkese aferin vermişti. Derken derse başladılar. Öğretmenin de kafa bir miktar gidikti. Birden aklına eskiden okuduğu bir kitap geldi. Brahms’ı sever misiniz? Diye sordu. Kimse bir şey anlamamıştı. Cevapsız kalınca çılgın öğretmen de sinirlendi. Holyi ayağa kaldırdı. Söyle holy brahms sever misin evladım dedi. Holy kem küm etti. İçinden de ne olduğunu bilsem şey edicem de edemiyorum işte dedi.. cevap gelmeyince öğretmen daha fazla yüklendi.. sen sevgi nedir bilir misin çocuk söle sen ne seversin.. holy utandı kızardı ve hürremine dönerek ben lotusu severim öğretmenim dedi. Tüm sınıf güldü ve dalga geçti, dersten kaçarak çıkan holy ağlayarak günlüğüne yazmaya gitti……
Son düzenleme: