Özgürlük, varoluşu katlanılabilir kılan eylem ya da düşünceleri algısal olarak değerli hissettiren insani bir kavramken, sınırsızlık varlığa ait hiçbir değerin gözönünde tutulmamasını içeren, insani değerlerin bir anlam ifade etmediği kaotik bir alanı simgeler.
Bu nedenle özgürlüğü sınırsızlıkla birleştirmek bizi insan olmaktan uzaklaştırır ki sınırı belirleyen de tam da bu temas anıdır. Baskılan(a)mayan özgürlük sınırsızlığa dönüştürüldüğü vakit, istencimizin bilinç ya da mantık duvarlarıyla hapsolduğu zindanından kaçması demektir. Bu da bizi delilik denilen kavrama daha da yakınlaştırır.