Jül Sezar Suikasti

Chen

🇵🇸
Forum Sorumlusu
Katılım
9 Ocak 2020
Mesajlar
48,157
Çözümler
4
Tepki puanı
14,867
Puanları
113
Konum
.
Cinsiyet
Kadın
Jül Sezar M.Ö 101 yılında Roma'da soylu bir ailenin oğlu olarak dünyaya geldi. Sağlam bir eğitim gördüğü gibi ailesi tarafından bir silahşor olarak yetiştirilmişti. Edebiyata ve güzel sanatlara aşırı bir düşkünlüğü vardı.

Fakat bu genç adam dünya zevklerine içkiye ve kadınlara karşı da aynı ilgiyi duyar bu arada kendisine açılan erkek kollarına hiç çekinme duymadan vücudunu teslim ederdi. Olağanüstü bir hatipyaman bir binici kadınları baştan çıkarmada eşi bulunmaz bir ustaydı. Roma'da genelev sokağında bir oda tutarak yıllarca sefahat içinde yaşamıştı.

Screenshot_20250509_055617_com.android.chrome_edit_29792440590245.jpg
Annesi Auralia bu çok yakışıklı güzellikte mitoloji kahramanları Adonis ve Paris'le eş tutulan oğluna para yetiştirmekte güçlük çekiyordu. Jül Sezar parası tükenince arkadaşlarından ve düşüp kalktığı yosmalardan borç alır bir daha da ödemezdi. Onlara şöyle derdi yalnızca:

"Dostlarım Roma İmparatorluğunu pençeme alacağım güne kadar bana zaman veriniz..."

Yirmi yaşlarındayken. İmparator Sulla'nın can düşmanı Marius'un yeğeni olduğu için Roma'dan kaçmak zorunda kaldı. Anadolu'ya kaçmak isterken korsanların eline düştü. Korsanlar onu Antalya'ya götürmüşler ve kurtuluş parası olarak 20 talent istemişlerdi. Genç delikanlı kendisine biçilen bu fiyat karşısında küplere binmiş ve :

"Hayvanlar!. Ben 20 talentlik bir tutsak mıyım? Yakaladığınıza iyi bakın size 50 talent getirteceğim!..)" diye bağırmıştı.

Roma'daki ailesine bir mektup göndermiş para gelinceye kadar da korsanlarla al takke ver külah bir hayat yaşamıştı. Onlarla içki içiyor şiirler okuyup oyunlar oynuyordu. Ara sıra da korsanlara :

"Hayvan herifler!.. Elinizden bir kurtulursam göreceksiniz hepinizi astıracağım!.." diyordu. Korsanlarbu deli dolu gencin sözlerini ciddiyi almazlargülmekle yetinirlerdi.

Parası gelince özgürlüğüne kavuştu ve Ege bölgesindeki Milet kentine gitti. Buradan sağladığı birkaç gemiyle kendisini tutsak eden korsanların üzerine giderek onları Antalya açıklarında yakaladı. Hepsini zincire vurup Bergama'ya götürdü Vali'nin vereceği emri beklemeden hepsini astırdı.

Roma'ya dönüp siyasi hayata atıldığında 33 yaşlarındaydı. Yakın arkadaşlarından biri Jül Sezar'a siyasi tutkuları olduğunu söylediğinde ondan şu karşılığı aldı :

"Ne diyorsun sen! Makedonyalı Büyük İskender'in hayatını okumadın mı? O benim yaşımdayken bütün dünyayı ele geçirmişti. Ben daha ne yaptım?"

Kırk bir yaşına geldiğinde Roma'nın seçkin kişilerinden biri olmuştu. Çağının ünlü generallerinden Crassus ve Pompeus ile üçlü bir anlaşma yaparak kendisini "Konsül / Devlet Başkanı" seçtirtti. Dostlarına ve düşüp kalktığı kadınlara olan 1300 talent borcunu ödemek için Galya Valiliği’ni de üzerine aldı. Bu yetki kendisinde olmasına rağmen Senato ses çıkaramadı. Çünkü Jül Sezar’ın Galya Valisi olarak Roma'dan uzaklaşması ihtimali hem Senato’nun hem de Pompeus'un işine geliyordu. Bu nedenle Galya dışında bazı eyaletleri de ona bağladılar.

Jül Sezar'ın amacı Galya'da kendine bağlı bir ordu kurmak ve Roma'nın üzerine yürüyerek diktatör olmaktı. Konsüllük süresi bir yıl sonra bitince Jül Sezar Galya'ya gitti. Sekiz yüzden fazla kenti olan bu zengin ülke onun borçlarını ödedikten başka gerekli adamları satın alacak ölçüde zenginleşmesine de yetti. Savaşlarda ele geçirilen 1 milyon tutsağın köle olarak satışından eline gecen para Jül Sezar’ın en güçlü silahı olmuştu. Romalılar yüz yirmi yıl içinde Galya'nın ancak Güney bölgelerini ele geçirebilmişlerdi Sezar sekiz yılda bütün Galya'yi Roma imparatorluğu sınırları içine kattı.

Bu sıralarda Crassus Doğu'da Fırat ırmağı kıyılarında Partlara yenilerek ölmüş ve Pompeus Roma'nın tek egemeni durumuna gelmişti. Pompeus mutlu ye kaygısız bir yaşantı içindeydi. Oysa çevresindekiler. Jül Sezar’ı iyi tanıdıklarından Pompeus'a sık sık şu soruyu soruyorlardı :

"Sezar Roma üzerine yürürse onu durdurup geri püskürtecek askerleriniz var mı?"

Pompeus gururla gülümsüyor:

"Kaygılanmayın İtalya’nın neresinde olursa olsun ayağımla yere vurduğumda oradan ordular fışkırtırım" diyordu. Oysa elinde hazır ve kendine bağlı bir ordusu yoktu. Sezar ise kendisine ölesiye bağlı bir ordu kurmuştu. Roma generallerinden hiç birine benzemiyordu. Askerleriyle birlikte oturup şarap içeronlarla zar atıp kumar oynar en kaba ve cıvık şakalar arkadaşlıklar yapardı. Fakat savaşlarda değişir gerçek bir komutan kesilirdi.

M.Ö. 50 yılında kasım ayının ilk gününde toplantı durumundaki Senato'ya bir haber ulaştı :

"Sezar sekiz lejyondan kurulu ordusuyla Alplerden Güney'e doğru iniyor."

Pompeus beklemediği bu haber karşısında çok şaşırmıştı. Daha önceki sözünü unutmayan bir dostu:

"Haydi ayağını yere vur da ordular fışkırsın zamanı geldi..:" diyerek Pompeus'la alay etmişti. Pompeus ve Senato'daki taraftarları. Jül Sezar'a şu haberi saldılar:

"Sezar askerlerini hemen terhis etmeli ve geriye yalnızca bir lejyon bırakmalı ayrıca Galya Valiliğinden de istifa; ederek Roma'ya sıradan bir yurttaş olarak girmeliydi."

Sezar bu şartları kabul etmedi ve savaştan başka çıkar yol olmadığını anladı. Roma üzerine yürüyüşe geçtiğinde Pompeus hazinesini bile almaya vakit bulamadan taraftarlarıyla birlikte Adriyatik denizindeki donanmasına binerek Epir'e kaçtı.

Jül Sezar'ın donanması yoktu mevsim de kıştı. Varını yoğunu askerlerine dağıtmış meteliksiz kalmıştı. Hızlı bir yürüyüşle karadan dolaşıp Yunanistan'ın Epir bölgesine girdi. Pompeus ve taraftarlarının 47 bin kişilik yaya 7 bin kişilik de atlı ordusu vardı. Sezar'ın ordusu daha küçüktü. Emrinde 22 bin yaya ve bin atlı askeri vardı.

Savaş yalnızca Jül Sezar ve Pompeus arasında geçmiyordu. Kısa süre içinde bütün Roma İmparatorluğuna yayılmış bir iç savaş halini almıştı. Bir tarihçibu dönemi şöyle anlatmaktadır :

"Bütün Senato bu savaşın içindeydi. Ordular da öyle. Hepsi Roma kanı taşıyan askerlerden kurulu 11 lejyonla öteki 18 lejyon amansızca çarpışıyorlardı. Galyalılar ve Germenler Jül Sezar'ı tutuyorlardı. Trakya Sicilya Yunanistan Makedonya ve Doğu Pompeus'la birlikti. Savaş İtalya'da başladı oradan Galya'ya ve İspanya'ya sıçradı; Batı'dan dönerek bütün şiddetini Epir ve Tesalya üzerine topladı; Mısır'a kadar uzandı. Küçük Asya'ya el attı ve alev ancak Afrika'da söndürülebildi..."

Yunanistan'da Farsalos bölgesinde iki ordu arasında korkunç bir meydan savaşı olmuş ve SezarPompeus'un ordusunu darmadağın etmişti. Pompeus Mısır Kralı Ptolemeus'un yanına kaçmaktan başka çare bulamamıştı. Roma artık Jül Sezar'ın "pençeleri" arasındaydı. Dört bin kişilik seçme bir orduylaPompeus'un arkasından Mısır'a gitti. Ptotemeus başına gelecekleri anladığından Pompeus'un kafasını keserek Jül Sezar'a gönderdi. Sezar buradaPtolemeus'un kız kardeşi Kleopatra'yla uzun bir aşk hayatı yaşadıktan sonra onu Mısır Kraliçesi yaptı. Sonra M.Ö. 47 yılında Anadolu'ya girerek Pontus Kralı Pnarankes'i yendi. Savaş beş gün sürmüş Sezar durumu Roma Senatosuna şu üç kelimeyle bildirmişti:

Screenshot_20250509_055646_com.android.chrome_edit_29779854547538.jpg

"Veni vidi vici." (Geldim gördüm yendim.)

Aynı yıl Roma'ya dönerek İmparator oldu. Önce 1 yıl için diktatör ilân edildi. Senato daha sonra bu yetkiyi 10 yıla çıkardı. Aradan çok geçmeden de Jül Sezar ömür boyunca diktatör seçildi.

Koyu Cumhuriyetçiler ve soylular Roma İmparatorluğunun diktatörlüğe kaymasından tedirgin olmuşlardı. Sonunda Sezar'ı öldürüp Cumhuriyeti kurtarmak için gizli bir örgüt kurdular. Bu örgüteSezar'ın yetiştirmesi bir söylentiye göre de düşüp kalktığı kadınlardan Servilia'dan doğan öz oğlu Brütüs de girmişti. Örgüt suikast için M.Ö. 44 yılının 15 martını seçmişti. Bir kâhin ona daha önceden "15 marttan sakın" demişti. Bir gece önce de karısı kötü bir rüya görmüş ve Jül Sezar'ın sokağa çıkmamasını istemişti. O sabah yolda Kâhin'e rastlamış ve :

"İşte 15 mart geldi..." demişti. Kâhin de Jül Sezar'a şu karşılığı vermişti :

"15 mart geldi ama daha bitmedi...)"

Jül Sezar Senato'ya gelince suikastçılar çevresini sardılar. Hançerleri harmanilerin altında gizliydi. İçlerinden biri siyasi hükümlü olan kardeşinin bağışlanmasını diledi. Sezar onu dinlerken suikastçılar hançerlerini çekip saldırdılar. Titilus adlı bir soylu Jül Sezar'ın harmanisini omuzlarından tutarak aşağı doğru yırttı. Sezar ilk önce kendini savunacak oldu fakat vücuduna saplanmak için havaya kalkan hançerlerden birini Brütüs'ün tuttuğunu görünce:

"Sen de mi oğlum Brütüs!?.." diye bağırdı ve harmanisini başına örterek kendini hançer vuruşlarına bıraktı.

Tam 23 yerinden hançerlenen Jül Sezar cansız yere serildi. Suikastçılar Sezar'ın ölümünden halkın sevinç duyacağını sanmışlardı. Kanlı hançerlerini Roma halkına göstererek :


"Zalimin vücudu ortadan kalktı!.." diye bağırıyorlardı.

Fakat Roma halkının tepkisi umdukları gibi olmadı. Halk "katillere ölüm!." Bağrışlarıyla ayaklanınca kaçmak zorunda kaldılar. O sırada Senato'nun Jül Sezar'ı öldürenleri bağışladığı öğrenilince halk Senato'ya saldırdı. Yapıyı ateşe verdiler. Halkın ayaklanması üzerine Sezar'ın katilleri Roma'dan kaçtılar ama peşleri bırakılmadı.

Bunlardan Sezar'ın çok sevdiği Brütüs Makedonya'da yakalanacağını görünce intihar etti.
 

RumuZNeyimE

Coruscant Galaktik Cumhuriyet'in Baş Kenti
Bronz Üye
Katılım
27 Mar 2023
Mesajlar
451
Tepki puanı
71
Puanları
28
Konum
Coruscant
Cinsiyet
Erkek
images.jpg cesar'ın parası da modern paralardan sayılır
 

Fluffy

𝓔𝓰𝓵𝓮𝓷 𝓖𝓾𝔃𝓮𝓵𝓲𝓶
Elmas Üye
Katılım
28 Şub 2023
Mesajlar
28,372
Çözümler
1
Tepki puanı
3,695
Puanları
113
Yaş
35
Konum
Miuw
Cinsiyet
Kadın
Sen de mi sezarrrrr
 

SleepleSsS

Yorumbaz
Katılım
25 Ara 2020
Mesajlar
7,239
Tepki puanı
981
Puanları
113
Konum
Miami
Cinsiyet
Erkek
Toprağı bol mekanı cennet olsun

iyi adamdı
 

pumpkin🌸

kabaktan dönenin kaşığı kırılsın
Elmas Üye
Katılım
7 May 2020
Mesajlar
10,138
Tepki puanı
2,238
Puanları
113
Konum
Kreş
Cinsiyet
Kadın
konudan bağımsız tarihte ilk sezaryen doğumla doğan kişinin sezar olduğunu ve bu yüzden bu yönteme sezaryen dendiğini biliyor muydunuzzz..................

yazılışını karıştırdığımda çok işe yarıyo bu bilgii bakmayın :honk:
vejetaryen var bi de konuyla çok alakasız :honk: ama onu da çok yanlış yazıyolar lakin ben arada bağ kurduğumdan mütevellit ikisini de doğru yazıyorum :torpu: gndhfk
 

Albatros

Bronz Üye
Katılım
19 Mar 2025
Mesajlar
980
Tepki puanı
195
Puanları
43
Yaş
36
Konum
Okyanus
Cinsiyet
Erkek
Güzeldi yav maceralı film izlemiş gibi oldum ben bunun dizisini izledim galiba
 

DehDemedenGidenAt

Bronz Üye
Katılım
21 Mar 2025
Mesajlar
598
Çözümler
1
Tepki puanı
109
Puanları
43
Yaş
29
Konum
Eskişehir
Cinsiyet
Erkek
Okudum ve brütüse kızdım. Olum sen niye babamı hançerliyorsun
 

Alice

Altın Üye
Katılım
16 Eyl 2023
Mesajlar
4,892
Tepki puanı
1,011
Puanları
113
Yaş
32
Konum
SeuL
Cinsiyet
Kadın
Her lider ölümü tadacak belki hancer belki hastalık
 

simbat

Gümüş Üye
Katılım
6 Ocak 2021
Mesajlar
1,399
Tepki puanı
328
Puanları
83
Yaş
47
Konum
ist
Cinsiyet
Erkek
Büyük roma imparatoru büyük Sezar ortanca Brütüsü çok severdi. Onu oğlu küçük oğlu yerine koyardı.halbuki brütüs ortanca çocuktu neyse.. Brütüs sezarı sırtına pıçak saplayarak öldürdü. peki bu durumda ortanca çocuk olan ama sezarın küçük oğlu yerine koyduğu Brütüs Sizce hain mi kahraman mı?

Bence bir kahramandı. çünkü sezar onu oğlu yerine koyup sevmesine rağmen Brütüs onu dedesi yerine koyup çok severdi. her neyse sonuçta birbirlerini çok severlerdi. fakat sezar imparator oldugundan beri bir tarafı o kadar kalkmıştı ki halk meclisi olan parlemantoyu portmantoya asmış bütün konsülleri de kendisine garson yapmıştı. dediğim dedik çaldığım düdük vur patlasın çal oynasın derken bi gün sabah uyandığında kendini diktatör hatat tanrı ilan etmek aklına geldi. o daha aklındakileri kimseye söylemeden yanındaki dalkavukları onu tanrı ilan ettiler. buna sezar bile şaşırdı düşüncelerimi mi okuyo la bunnar diyip o dalkavuklarının da kellesini aldı. bu durumdan hiç hoşlanmayan garsonlar (eski konsüller) sezarın çok sevdiği ortanca çocuk olan ama sezarın küçük çocugu gibi sevdiği Brütüse gittiler dediler sen sezarı öldür de bizde cumhuriyeti ilan edelim garsonluktan kurtulalım. seni de aşçı başı yapalım dediler. Brütüs bunu hiç düşünmeden kabul etti. zaten biraz düşünse idi aşçı başı olamaz komutan bilan olurdu. brütüse bi pıçak verdiler dediler sırtına sapla brütüs bu sefer düşündü dedi bi da tongaya gelmiyim dedi. Ama düşününüce kabu etti. sezarı sırtının en kıllı yerinden pıçakladı. sezar arkasını dönüp bi baktı bi de ne görüsün. ortanca çocuk olan ama ...........(buraayı hızlı geçiyorum) Brütüs. ve ona bakıp et tu Brute dedi. yani sende mi Brütüs dedi. Brütüs yine düşünmeye başladı o düşünürken sezar öldü cunhuriyet geldi. sonra her yıl cumhuriyet bayramı kutladılar. yemekleri de baş aşçı Brütüs hazırladı. her kes mutlu oldu. yani neymiş aferin brütüs
 

simbat

Gümüş Üye
Katılım
6 Ocak 2021
Mesajlar
1,399
Tepki puanı
328
Puanları
83
Yaş
47
Konum
ist
Cinsiyet
Erkek
Büyük roma imparatoru büyük Sezar ortanca Brütüsü çok severdi. Onu oğlu küçük oğlu yerine koyardı.halbuki brütüs ortanca çocuktu neyse.. Brütüs sezarı sırtına pıçak saplayarak öldürdü. peki bu durumda ortanca çocuk olan ama sezarın küçük oğlu yerine koyduğu Brütüs Sizce hain mi kahraman mı?

Bence bir kahramandı. çünkü sezar onu oğlu yerine koyup sevmesine rağmen Brütüs onu dedesi yerine koyup çok severdi. her neyse sonuçta birbirlerini çok severlerdi. fakat sezar imparator oldugundan beri bir tarafı o kadar kalkmıştı ki halk meclisi olan parlemantoyu portmantoya asmış bütün konsülleri de kendisine garson yapmıştı. dediğim dedik çaldığım düdük vur patlasın çal oynasın derken bi gün sabah uyandığında kendini diktatör hatat tanrı ilan etmek aklına geldi. o daha aklındakileri kimseye söylemeden yanındaki dalkavukları onu tanrı ilan ettiler. buna sezar bile şaşırdı düşüncelerimi mi okuyo la bunnar diyip o dalkavuklarının da kellesini aldı. bu durumdan hiç hoşlanmayan garsonlar (eski konsüller) sezarın çok sevdiği ortanca çocuk olan ama sezarın küçük çocugu gibi sevdiği Brütüse gittiler dediler sen sezarı öldür de bizde cumhuriyeti ilan edelim garsonluktan kurtulalım. seni de aşçı başı yapalım dediler. Brütüs bunu hiç düşünmeden kabul etti. zaten biraz düşünse idi aşçı başı olamaz komutan bilan olurdu. brütüse bi pıçak verdiler dediler sırtına sapla brütüs bu sefer düşündü dedi bi da tongaya gelmiyim dedi. Ama düşününüce kabu etti. sezarı sırtının en kıllı yerinden pıçakladı. sezar arkasını dönüp bi baktı bi de ne görüsün. ortanca çocuk olan ama ...........(buraayı hızlı geçiyorum) Brütüs. ve ona bakıp et tu Brute dedi. yani sende mi Brütüs dedi. Brütüs yine düşünmeye başladı o düşünürken sezar öldü cunhuriyet geldi. sonra her yıl cumhuriyet bayramı kutladılar. yemekleri de baş aşçı Brütüs hazırladı. her kes mutlu oldu. yani neymiş aferin brütüs
Aferin brutus
 
Üst Alt