İnsanın Boyu En Fazla Ne Kadar Uzayabilir?

Son yüzyılda önemli değişimler geçirmiştik. Küresel nüfus geçen yüzyılda 1 milyardan biraz fazlayken bugün 7 milyarı aşmıştı. Gelişmiş ülkelerde ortalama insan ömrü, geçen yüzyılda 45 iken şimdi 80 oldu. Bu dramatik değişimler yanı sıra insanın ortalama boyu da değişti: İnsanın bugünkü ortalama boyu, 150 yıl önceki insanın ortalama boyundan 10 cm daha uzundur.



İngiltere, Japonya ve Amerika gibi endüstrileşmiş ülkeler bu değişimin en bariz şekilde görüldüğü ülkelerdir ancak bunlar arasında en dramatik değişim Hollanda’da gözlenmiştir. Günümüzde Hollandalı erkeklerin ortalama boyu 184 cm kadınların ki ise 170 cm’dir. Bu ortalama uzunluk 19. yy.’daki ortalama uzunluklardan 19 cm daha uzundur.

Bu bilgileri okur okumaz aklınıza, “insanın ortalama boyu neden uzadı”, “uzama devam edecek mi” ya da “insan boyu en fazla ne kadar uzayabilir” türünden sorular takıldıysa aşağıda yanıtlarını bulabilirsiniz.

Neden Uzuyoruz?​

İnsanın ortalama boyunun uzamasının temel nedeni, beslenme koşullarının geçmişe oranla çok daha iyi olması ve sağlık hizmetleri konusundaki gelişmelerdir. Çevresel koşullarımız ne kadar uygun olursa genlerimizde kayıtlı olan bilgileri o ölçüde realize edebiliriz. İnsanoğlunun bugün ulaştığı ortalama boy uzunluğu, neredeyse genlerimizin izin verdiği sınıra varmıştır. Boy uzunluğumuzu belirleyen genleri manipüle ederek mevcut boyumuzu 15 cm daha uzatmak mümkün olabilir ancak bu uzunluk, doğal sınır olarak kabul edilmektedir.

Kare Küp Yasası-İnsan Boyunun Sınırı​

Bir insan en fazla ne kadar uzayabilir? Oxford Üniversitesi’nde John Wass’a göre, bir insanın boyu 2,74 m daha uzun olamaz. Hatta bu boy uzunluğuna ulaşmış bir insanın bir iki ay yaşaması bile mucize olarak kabul edilebilir. Çünkü kare küp yasası, insanın boyunun daha fazla uzamasına izin vermez.

Kare Küp Yasası Nedir?​

Kare küp yasasını daha iyi anlayabilmek için bir kenarının uzunluğu 1 metre olan bir küp hayal edin. Yükseklik 1 metreden 10 metreye çıkacak olursa, yüzey alanı 1 metrekareden, 100 metrekareye, hacmi ise 1 metreküpten 1.000 metreküpe çıkar.



Resimde de açıkça görüldüğü gibi hacim, ağırlık ve uzunluk arasındaki fiziksel ilişkiler, insan vücudunun mevcut şekli ve mevcut iskelet yapısını koruyarak uzamasına müsade etmez. İskeletimiz kemikten değil de çok daha dayanıklı bir malzemeden olsa belki ayakta durmamız mümkün olabilirdi ancak bu devasa ağırlığı taşıyacak yüzey alanının da genişlemesi gerekirdi. Bu sorunlar giderilse bu devasa vücudu taşıyacak kas sisteminin de ona uygun olarak değişmesi gerekir. Hatta kas, iskelet ve vücut yapısı sorunlarını aşsak bile bu kadar büyük bir vücudu çalıştıracak organların kapasitesinin de gelişmesi gerekir ki bu da başka birçok soruna yol açar. Örneğin bu kadar büyük bir vücuda kan pompalayacak kalbin çok güçlü olması gerekir. Öte yandan böylesine güçlü kalp atışı mevcut dolaşım sistemimizin kaldıramayacağı bir basınca yol açar.

Dünyanın En Uzun İnsanı​

Kayıtlara geçmiş olan en uzun boylu insan “İllinois’in devi” olarak bilinen Robert Wadlow’dur. Henüz 8 yaşındayken babasından daha uzun boylu olan Robert’ın boyu yaşamını yitirdiği 22 yaşına kadar uzamaya devam etmiştir. Robert öldüğünde boyu 2,72 m, ağırlığı 200 kg’dır.

Sultan Kösen: Yaşayan En Uzun Boylu İnsan​

Guinness Rekorlar kitabına göre gezegenimizde yaşamakta olan en uzun boylu insan olan Sultan Kösen’in boyu 2,51 m’dir ve o da tıpkı Wadlow gibi bastonsuz yürümekte zorlanmaktadır.

Çok Uzun Olmak, Hayatta Kalmayı Zorlaştırır​

Aşırı derecede uzun olan insanların genellikle sorunları hipofiz bezlerinde tümör olmasıdır. Hipofiz bezindeki tümörler genellikle büyüme hormonunun hiç durmadan salgılanmasına yol açar. Normal cinsiyet hormonları kemiklerimizin gelişimini sınırlar. Doğru zamanda salgılanan bol miktardaki cinsiyet hormonu kemiklerimize büyümeyi bırakmalarını söyler. Ancak hipofiz bezinde büyüyen tümörün yol açtığı akromegali dev hastalarında tümör büyümeye devam ederek, hipofiz bezindeki hücreleri yok eder. Bu da cinsiyet hormonlarının salınımını teşvik eder. Bu nedenle bu rahatsızlıktan muzdarip olan kişilerin kemikleri durma sinyalini alamazlar. Bu kişiler hareket etme konusunda sıkıntı yaşarlar. Genellikle baston ya da başka yardımcı araçlar kullanarak yürürler. Aynı zamanda enfeksiyonlara karşı çok daha savunmasız olurlar. Tıpkı Robert’in başına geldiği gibi küçük bir enfeksiyonun ölümcül sonuçları olabilir.