Günümüzün en sık rastlanılan psikolojik sorunlarından çekingen kişilik bozukluğu, etrafından eleştiri almaktan, reddedilmekte ve tasdiklenmemekten korkan bireylerde görülmektedir. Çekingen bozukluğu olan bireylerde bu korkular o kadar yüksek düzeydedir ki, çevresindekilerden gelebilecek herhangi bir olumsuzluğa karşı işe gitmekten, sokağa çıkmaktan ya da toplum içerisine girmekten geri durabilmektedir.
Çekingen bozukluk, bazı belirtiler ile anlaşılabilmektedir. Örneğin;
Çekingenlik gibi kişilik bozuklukları için tedavi yürüten psikologlar, öncelikle hastalığın tanısını koyabilmek için hastalarını belli bir teste tabii tutmaktadır. Bu test ve çeşitli araştırmalar neticesinde çekingenlik tanısı koyulan birey için terapiye başlanmaktadır.
Psikoterapi yöntemleri, her türden kişilik bozukluğunda olduğu gibi çekingen bozuklukta da oldukça etkili olan yöntemlerdir. Özellikle bilişsel davranışçı psikoterapi yöntemi sayesinde bireyler çekingenlik durumları ile başa çıkabilmeyi öğrenmekte, hangi durumda ne yapması gerektiği ile alakalı bilgi sahibi olabilmektedir. Dolayısıyla bu durum, çekingenliğin uzun vadede tedavi edilmesini sağlamakta ve psikoterapi yöntemleri kişilik bozukluklarında em etkili yöntemler olarak değerlendirilmektedir.
Çekingen bozukluk ile mücadele etmek normal şartlarda hastalar açısından kolay olmazken, yakınlarının bu kişilere baskı yapmaması, daha çok kendi haline bırakması ya da tedavi görmesi için ikna ederek yardımcı olması önemlidir. Çekingenlikten kurtulmak için tedavi mutlaka gereklidir.
Çekingen bozukluk, bazı belirtiler ile anlaşılabilmektedir. Örneğin;
- Bireyin çeşitli konularda kendisini yetersiz hissettiği ve dalga konusu olacağı düşüncesi nedeniyle için ilişkilerini kısıtlaması,
- Karşısındakilerin kendisi ile alay edeceği,
- Utandırılacağı korkusu ile sosyal ilişkilerden kaçınması,
- Toplum içine çıkmaması,
- Yetersizliğe ve eleştirilere karşı aşırı derecede duyarlılık göstermesi,
- Karşılıklı ilişki gerektiren iş ve mesleklerden uzak durması, eleştirilere ya da reddedilmeye tahammül edememesi,
- Sevilmeyeceği şüphesi olduğu takdirde kesinlikle karşısındaki ile bir ilişki kuramaması ve bu gibi pek çok durumlar çekingenliğin belirtileri arasında yer almaktadır.
Çekingenlik gibi kişilik bozuklukları için tedavi yürüten psikologlar, öncelikle hastalığın tanısını koyabilmek için hastalarını belli bir teste tabii tutmaktadır. Bu test ve çeşitli araştırmalar neticesinde çekingenlik tanısı koyulan birey için terapiye başlanmaktadır.
Psikoterapi yöntemleri, her türden kişilik bozukluğunda olduğu gibi çekingen bozuklukta da oldukça etkili olan yöntemlerdir. Özellikle bilişsel davranışçı psikoterapi yöntemi sayesinde bireyler çekingenlik durumları ile başa çıkabilmeyi öğrenmekte, hangi durumda ne yapması gerektiği ile alakalı bilgi sahibi olabilmektedir. Dolayısıyla bu durum, çekingenliğin uzun vadede tedavi edilmesini sağlamakta ve psikoterapi yöntemleri kişilik bozukluklarında em etkili yöntemler olarak değerlendirilmektedir.
Çekingen Kişilik Bozukluğu Olanlara Nasıl Davranılmalı?
Çekingen bozukluk gibi kişilik bozukluğuna sahip olan bireylere karşı biraz daha dikkatli ve özenli davranılması gerekmektedir. Genellikle bu gibi kişilik bozukluğuna sahip olan hastalar durumunun farkında olmazken, yakın çevresinin hastaları bu konuda ikna etmesi ve tedavi olması için psikologlara yönlendirmesi gerekmektedir.Çekingen bozukluk ile mücadele etmek normal şartlarda hastalar açısından kolay olmazken, yakınlarının bu kişilere baskı yapmaması, daha çok kendi haline bırakması ya da tedavi görmesi için ikna ederek yardımcı olması önemlidir. Çekingenlikten kurtulmak için tedavi mutlaka gereklidir.