Theodor Adorno ve Aydınlanma | Sosyoloji

Chen

🇵🇸
Forum Sorumlusu
Katılım
9 Ocak 2020
Mesajlar
44,504
Çözümler
4
Tepki puanı
13,004
Puanları
113
Konum
.
Cinsiyet
Kadın
Theodor Adorno, Almanya’da burjuva geleneğine sahip bir aile içinde büyümüş ve küçük yaşta felsefe ve müzikle ilgilenmiştir. Zaman içinde yaptığı okumalara bağlı olarak sosyolojiye de ilgi duyan Adorno, felsefe, sosyoloji, psikoloji ve müzik alanlarında eğitim almıştır. 1928 yılında Marx Horkheimer ile olan arkadaşlığına bağlı olarak 1922 yılında Toplumsal Araştırmalar Enstitüsü ile ilişki kurmuştur. 1950’li yıllar Horkheimer ve Adorno’nun ortak çalışmalarını en yoğun şekilde yürüttüğü yıllardır. “Aydınlanmanın Diyalektiği” ve “Minima Moralia” bu dönemde ortaya çıkarılan önemli eserlerdir. Adorno’nun yaklaşımına göre insanın doğa üzerinde kurmuş olduğu hegemonya ilerlemeyi ifade etmez. Bununla birlikte teknolojinin gelişmesi ile beraber gerçekliğin çarpıtılması gelişmişliği değil, gerilemeye neden olmuştur. Bu noktada “egemen kültür ideolojisi” doğmuş, bu ideoloji tüm birey ve toplumların üzerinde denetim kurmaya başlamıştır. Bu küresel kültür endüstrisi bireyin topluma veya devlete karşı itaat etmesini zorunlu kılmıştır.

Bu noktada Adorno, tarihsel değişim süreci içinde metalaşma, standartlaşma ve kitleselleşme unsurlarının ortaya çıktığını ifade etmektedir. Bu unsurlar ile birlikte ortaya çıkan kültür endüstrileri kapitalizmin hakim olduğu toplumları meşrulaştırmak için tüm sektörlerde belirli bir plana göre ürünler üretir. Adorno aynı zamanda popüler kültür unsurunu da ele almış, popüler kültürün kitlelerin üretim mantığıyla ortaya çıktığını ve dolayısıyla kapitalist sistemin metalaştırdığı kültür endüstrisi ürünlerinin birer “kültürel aptallar”a dönüştüğünü ileri sürmektedir. Buna bağlı olarak Adorno, tüketicilerin kültür endüstrisi tarafından nasıl kuşatıldığını ele almaktadır.
 

İlginizi Çekebilecek Benzer Konular

Üst Alt