Sonsuzun Tersi Nedir?

Cherry

Elmas Üye
Katılım
17 Tem 2023
Mesajlar
15,371
Çözümler
1
Tepki puanı
4,396
Puanları
113
Konum
ab inferno
Cinsiyet
Kadın
Aklınıza ilk gelen yanıt “sıfır” olmuş olabilir ama doğru değil. Sonsuz en büyük rakamsa tersi de en küçük rakam olmalı öyle değil mi? O halde bu sayı sıfırdan büyük bir sayı olmalıdır. Ancak sıfırdan büyük en küçük sayıyı bulmak pek de kolay bir iş değildir.


sonsuzlugun_tersi_nedir_01-min.jpg

Sonsuzluğun Tuhaflığı​

Sonsuzluk, antik çağlardan beri anlamakta zorluk çektiğimiz bir kavram. Sonsuzu anlamak için öncelikle onun bir sayıdan ziyade bir fikir olduğunu anlamalıyız. Sonsuzluk aslında sadece soyutlama ile var olan bir kavramdır. Bunun bir kavram olduğunu daha iyi anlatmak için verilen klasik örneğe bir göz atalım: Sonsuza X diyecek olursak X+1 ne anlama gelir? Sonsuzdan daha büyük bir sonsuzluk mu? Peki ya X+2 o da sonsuzluktan daha da büyük bir sonsuzluk mu? Bu durum küçük sayılar için de aynen geçerlidir. Yani aslında sonsuzluğun tersi de sonsuzluktur. Çünkü sayılar sonsuza kadar büyüdüğü gibi sonsuza kadar küçülür. Sayıların bölünebilir doğası gereği ardışık iki sayı arasında sonsuz sayı vardır. 0 ile 1 arasında yüzlerce, binlerce sayı bulabiliriz. Sonuç olarak sonsuz küçüklük gibi sonsuz büyüklük sadece soyutlama içinde var olabilen kavramlardır. Bu durum matematikçiler için olduğu kadar fizikçiler için de önemlidir.

Sonsuz Küçüklük Hataları!​

Matematik, fizik alanındaki düşüncelerimizi ifade ettiğimiz bir dildir. Dolayısıyla fizikteki bir tutarsızlıktan söz ettiğimizde, bunu matematik dili ile ifade etmemiz gerekir. Bu nedenle birçok formül, sonsuz küçüklüğün belirsizliğinden kaynaklanan tutarsızlık üzerine kurulmuştur. Aslında matematiğin bütün dalları sonsuz küçüklüğe (infinitezimal) dayanır ki eğer öyle olmasaydı fizik alanında bilimsel ilerleme imkanı ortadan kalkardı.


sonsuzlugun_tersi_nedir_07-min.jpg

Örneğin; dairenin alan formülünü düşünelim. Kepler dairenin alanını üçgenlere bölerek hesaplamıştır. Basitçe anlatabilmek için adım adım ilerleyelim: Bir dairenin alanını hesaplamak için daireyi dört üçgene böldüğünüzü düşünelim. (Aşağıdaki görselde ki ilk şekle bakın) Bu dört üçgenin alanını hesaplayıp, sonuçları toplarsak dairenin alanını bulabilir miyiz? Yaklaşık bir sonuç buluruz ama resimde de görüldüğü gibi dairenin gri alanları hesaplamaya dahil edilmediğinden sonuç hatalıdır.

sonsuzlugun_tersi_nedir_06-min.jpg

Bu hatayı azaltmak için daireyi 4 üçgene değil, daha fazla üçgene bölebiliriz. Ne kadar çok üçgene bölersek hata o kadar azalacaktır ancak sonsuza kadar bölmeden kusursuz olarak dairenin alanını hesaplamak mümkün olmayacaktır. Sonsuza kadar bölmek de mümkün olmayacağına göre en nihayetinde formül hatalıdır.

sonsuzlugun_tersi_nedir_05-min.jpg


Kuşkusuz Kepler ne kadar ince üçgenler çizerse çizsin yine de tam doğruya ulaşamayacağını biliyordu. Çünkü sonsuza kadar üçgen çizmesi mümkün değildi. Üçgen çizmeyi bıraktığı anda geride hesaplanmamış alanlar kalacaktı. Bu durum matematikçileri rahatsız etse de fizik biliminin ilerlemesi için bu hatayı yok saymamız gerekiyordu.


sonsuzlugun_tersi_nedir_03-min.jpg


Leibniz ve Newton tarafından birbirlerinden habersiz bir şekilde geliştirilen kalkülüs (diferansiyel ve integral hesaplamalar) de sonsuzluklar üzerine kurulmuştur.

sonsuzlugun_tersi_nedir_02-min.jpg
Değişkenler hesabı adı ile de anılan kalkülüs, matematiğin değişim eğrilerinin alanını hesaplayan dalıdır. Örneğin, bir işlevi bütünleştirdiğimizde, esasen çizdiği eğrinin altındaki alanı hesaplarız. Tıpkı bir dairenin alanını hesaplamak gibi eğrinin altında kalan alanı da küçük kusurlara göz yumarak hesaplayabiliriz.
 

Fluffy

𝓔𝓰𝓵𝓮𝓷 𝓖𝓾𝔃𝓮𝓵𝓲𝓶
Elmas Üye
Katılım
28 Şub 2023
Mesajlar
29,058
Çözümler
1
Tepki puanı
3,795
Puanları
113
Yaş
35
Konum
Miuw
Cinsiyet
Kadın
Kara delik gibi heee
 

Frenk

Elmas Üye
Altın Üye
Katılım
13 Ağu 2023
Mesajlar
10,320
Çözümler
1
Tepki puanı
1,540
Puanları
113
Konum
ErenKöy
Cinsiyet
Erkek
Güneşte de kara delik vardı sanırım öyle bir şeyler diyorlardı
 

Frenk

Elmas Üye
Altın Üye
Katılım
13 Ağu 2023
Mesajlar
10,320
Çözümler
1
Tepki puanı
1,540
Puanları
113
Konum
ErenKöy
Cinsiyet
Erkek
Güneş sisteminde yok hocam öyle diyenlere kulak asma yazık kulaklarına
yok yok Güneşin üzerinde kara delik gibi bir nokta oluştu kopan parçacıklarlar dan sonra gibi birşeylerdi

yoksa bildiğimiz kara değil değil :D
 

Frenk

Elmas Üye
Altın Üye
Katılım
13 Ağu 2023
Mesajlar
10,320
Çözümler
1
Tepki puanı
1,540
Puanları
113
Konum
ErenKöy
Cinsiyet
Erkek
teknoloji bu kadar ilerlememişken de gerçekleşmiş çok güzel bir şekilde...

tüm telegraf sistemi çökmüş kimi yerlerde de kablolar alev almış anlatılanlar doğru ise...

aynı şiddet veya daha fazlasının günümüz teknolojisine neler yapacağını allah bilir :)
 

Süreyya

Spákona
Süper Mod
Katılım
22 Mar 2020
Mesajlar
9,883
Tepki puanı
3,259
Puanları
113
Konum
Aorist
Cinsiyet
Kadın
Sonsuz en büyük rakam olamaz..rakamlara sonsuzca 1 ekleyebilirsin..sonu gelmez asla. Ve bu baglamda rakam da degil, sayi olmaliydi.
Büyük rakam (sayi) olsa son olurdu.
Ikinci cümleden sonra okumayi biraktim ya.
 

Boğaçhan

Bronz Üye
Katılım
21 Ocak 2024
Mesajlar
914
Tepki puanı
297
Puanları
63
Konum
Türkiye
Cinsiyet
Erkek
Bu konuya en önemli bir sayı olan 0 ile değerlendirmek lazım sanırm

Matematiğin Dönüm Noktası 0 Rakamının Keşfi​


Sıfır (0) rakamı, insanlık tarihinin en önemli keşiflerinden biridir. Sıfır, matematiği ve hayatımızı oldukça değiştirdi. Peki sıfır rakamına neden ihtiyaç duyuldu, hiç düşündünüz mü?


Sifir-rakaminin-kesfi.jpg


Sıfırın olmadığı bir sayma sistemi şu an bize çok uzak geliyor olabilir. Ancak sıfır rakamı diğerlerinden çok sonra kullanılmaya başlandı. Matematik ve diğer bilimler, başlangıcı temsil eden sıfır rakamıyla gelişti. Örneğin Londra’nın Greenwich kasabasından geçen 0o meridyeni, başlangıç meridyeni olarak kabul edilir. Sayı doğrusu için 0, analitik düzlemde ise orijin (0,0) başlangıç noktalarıdır. Sıfır rakamı olmasaydı bugün kullandığımız teknolojik aletler geliştirilemezdi. Örneğin şu an bu yazıyı okuduğunuz elektronik cihaz 0 ve 1 ikili kodlarıyla çalışıyor. Sıfırın tanımlanmasıyla negatif sayılar elde edildi. Bu da matematiğin cebir ve analiz gibi dallarının hızla gelişmesini sağladı. Sir Isaac Newton ve Gottfried Leibniz’in geliştirdiği analiz ise fizik, ekonomi, mühendislik gibi birçok alanın gelişmesine yardımcı oldu. Peki hayatımız için bir dönüm noktası özelliği taşıyan sıfır rakamı nasıl ortaya çıktı?

Sıfır Rakamının Tarihi

Sıfır farklı uygarlıklarda birbirinden bağımsız olarak keşfedildi. Sıfırın ilk kez 5.000 yıl önce Mezopotamya’da Sümerler tarafından kullanıldığı biliniyor. Sümerler sıfırı günümüzdeki şekilde değil sadece bir “yer tutucu” olarak kullandılar. Örneğin Sümerler döneminde 115 sayısı üç sütun kullanılarak yazılıyordu. Birler sütununda 5, onlar sütununda 1 ve yüzler sütununda 1 yer alıyordu. Bu ayrım günümüzdeki birler, onlar ve yüzler basamağı olarak düşünülebilir. Ancak 105 sayısı için ikinci sütuna eğimli bir çift kama işareti yapılıyordu. Bu aslında o sütunda rakam olmadığını gösteriyordu. Yani bu dönemlerde sıfır bir rakam olarak düşünülmüyordu.


civi-yazisi.jpg


Sümerlerin kullandığı çivi yazısı

5. yüzyılda Hint gök bilimci ve matematikçi Aryabhatta, sıfırı ondalık sayı sistemine dâhil ederek matematiğe kazandırdı ve sıfır rakamını bir nokta kullanarak ifade etti. 7. yüzyılda Hintli gök bilimci ve matematikçi Brahmagupta, toplama ve çıkarma gibi matematiksel işlemlerde kullanmak için sıfırın kurallarını tanımladı. Daha sonra sıfır 9. yüzyılda Hârezmî tarafından kullanıldı. Hârezmî’nin 1’den 9’a kadar olan rakamların yanı sıra sıfır (0) sayısını da kullanması matematiğe getirdiği en büyük yenilik olarak kabul edilir. Hârezmî, çıkarma işleminde hiçbir şey kalmadığını ifade etmek için küçük bir yuvarlak yaptı. Ayrıca cebirsel işlemlerde sıfırın nasıl kullanıldığını gösteren bir kitap da yazdı. Böylece sıfır günümüzdeki anlamıyla kullanılmaya başladı. Hârezmî matematiğe katkıları nedeniyle cebirin kurucusu olarak bilinir. 13. yüzyılda ise İtalyan matematikçi Fibonacci sıfırı Avrupa’ya tanıttı. Fibonacci ayrıca Hint-Arap rakamlarının matematiksel işlemlerde Roma rakamlarına göre daha kolay olduğunu görüp ve bu sayı sistemini Liber Abaci isimli eseriyle Avrupa’ya tanıttı.
 

simbat

Gümüş Üye
Katılım
6 Ocak 2021
Mesajlar
1,453
Tepki puanı
335
Puanları
83
Yaş
47
Konum
ist
Cinsiyet
Erkek
Ben olayi cozdum sonsuza x diyemeyiz. .
 

simbat

Gümüş Üye
Katılım
6 Ocak 2021
Mesajlar
1,453
Tepki puanı
335
Puanları
83
Yaş
47
Konum
ist
Cinsiyet
Erkek
Bu konuya en önemli bir sayı olan 0 ile değerlendirmek lazım sanırm

Matematiğin Dönüm Noktası 0 Rakamının Keşfi​


Sıfır (0) rakamı, insanlık tarihinin en önemli keşiflerinden biridir. Sıfır, matematiği ve hayatımızı oldukça değiştirdi. Peki sıfır rakamına neden ihtiyaç duyuldu, hiç düşündünüz mü?


Sifir-rakaminin-kesfi.jpg


Sıfırın olmadığı bir sayma sistemi şu an bize çok uzak geliyor olabilir. Ancak sıfır rakamı diğerlerinden çok sonra kullanılmaya başlandı. Matematik ve diğer bilimler, başlangıcı temsil eden sıfır rakamıyla gelişti. Örneğin Londra’nın Greenwich kasabasından geçen 0o meridyeni, başlangıç meridyeni olarak kabul edilir. Sayı doğrusu için 0, analitik düzlemde ise orijin (0,0) başlangıç noktalarıdır. Sıfır rakamı olmasaydı bugün kullandığımız teknolojik aletler geliştirilemezdi. Örneğin şu an bu yazıyı okuduğunuz elektronik cihaz 0 ve 1 ikili kodlarıyla çalışıyor. Sıfırın tanımlanmasıyla negatif sayılar elde edildi. Bu da matematiğin cebir ve analiz gibi dallarının hızla gelişmesini sağladı. Sir Isaac Newton ve Gottfried Leibniz’in geliştirdiği analiz ise fizik, ekonomi, mühendislik gibi birçok alanın gelişmesine yardımcı oldu. Peki hayatımız için bir dönüm noktası özelliği taşıyan sıfır rakamı nasıl ortaya çıktı?

Sıfır Rakamının Tarihi

Sıfır farklı uygarlıklarda birbirinden bağımsız olarak keşfedildi. Sıfırın ilk kez 5.000 yıl önce Mezopotamya’da Sümerler tarafından kullanıldığı biliniyor. Sümerler sıfırı günümüzdeki şekilde değil sadece bir “yer tutucu” olarak kullandılar. Örneğin Sümerler döneminde 115 sayısı üç sütun kullanılarak yazılıyordu. Birler sütununda 5, onlar sütununda 1 ve yüzler sütununda 1 yer alıyordu. Bu ayrım günümüzdeki birler, onlar ve yüzler basamağı olarak düşünülebilir. Ancak 105 sayısı için ikinci sütuna eğimli bir çift kama işareti yapılıyordu. Bu aslında o sütunda rakam olmadığını gösteriyordu. Yani bu dönemlerde sıfır bir rakam olarak düşünülmüyordu.


civi-yazisi.jpg


Sümerlerin kullandığı çivi yazısı

5. yüzyılda Hint gök bilimci ve matematikçi Aryabhatta, sıfırı ondalık sayı sistemine dâhil ederek matematiğe kazandırdı ve sıfır rakamını bir nokta kullanarak ifade etti. 7. yüzyılda Hintli gök bilimci ve matematikçi Brahmagupta, toplama ve çıkarma gibi matematiksel işlemlerde kullanmak için sıfırın kurallarını tanımladı. Daha sonra sıfır 9. yüzyılda Hârezmî tarafından kullanıldı. Hârezmî’nin 1’den 9’a kadar olan rakamların yanı sıra sıfır (0) sayısını da kullanması matematiğe getirdiği en büyük yenilik olarak kabul edilir. Hârezmî, çıkarma işleminde hiçbir şey kalmadığını ifade etmek için küçük bir yuvarlak yaptı. Ayrıca cebirsel işlemlerde sıfırın nasıl kullanıldığını gösteren bir kitap da yazdı. Böylece sıfır günümüzdeki anlamıyla kullanılmaya başladı. Hârezmî matematiğe katkıları nedeniyle cebirin kurucusu olarak bilinir. 13. yüzyılda ise İtalyan matematikçi Fibonacci sıfırı Avrupa’ya tanıttı. Fibonacci ayrıca Hint-Arap rakamlarının matematiksel işlemlerde Roma rakamlarına göre daha kolay olduğunu görüp ve bu sayı sistemini Liber Abaci isimli eseriyle Avrupa’ya tanıttı.
Zamaninda sifiri bulana dahi.. kullanabilene uzman diyorlarmis. Bize sifiri sifirinci sinifta ogretiyorlar. Kullanamayana da salak diyorlar yanlis bir devirde mi dunyaya gelmişim acaba....
 
Üst Alt