Üşenmedim araştırdım.
İşte o sözlerin hikayesi;
Temiz havada oturup biraz dinlenmek, sıcak simitleriyle İstanbul'un keyfini çıkarmak istiyordu. Öyle ki uğruna nice şiirler, şarkılar yazılan bu şehir, her zamanki kadar güzel ve sakindi. Derken denize bakan bir parka oturuverdi. Ağaçları, pür telaş yürüyen yahut koşuşturan insanları, gökyüzünü, denizi, denizden balık tutan gençleri uzun uzun seyretti. Sonra kumrulara takıldı gözleri… İnsanların attığı yemleri hemencecik toplayan, birbirleriyle yarışan kumruları… Tam o esnada yem derdine düşen kumrulara güvercinler de eşlik etmişti. Ama kumrular, yemlerini paylaşmak istemeyen güvercinlerden çekinmişti. Tekintüre (18), bu görüntülerle birlikte daha derinlere daldı. Hayvanların dünyasını, doğasını düşündü. İnsanlar onların doğasına zarar veriyordu belki de. Yahut sırf bahar olmadığı için kumruların yaşadığı zorlukları tasavvur etti. Hâlbuki bahar olsaydı, kumrular gidip yemlerini başka yerlerden de bulabilirdi. Ne kavga ne de soğukta bunca dağdağaya gerek kalmayacaktı. Bu düşünceyle aklına şiir yazmak geldi… Pek çok insan tarafından sonrasında sevilecek o şarkı sözlerini: “Baharı Bekleyen Kumrular… Yazdığı sözler önce Çoşkun Sabah tarafından bestelendi; ardından Bülent Ersoy tarafından seslendirildi.
umarım aydınlanmışsınızdır
@Süreyya hanım
Uykusuz işe gittiğin oldu mu?