insanları en çok hayal kırıklığına uğratan şeylerin başlarında karşılanması zor olan beklentilerin hayalleri
Şems ile mevlana öğretisinde şiir de geçer, “ az ile yetinişim, çoğa göz dikmeyişimsin “ diye
İnsanlar evlendikten sonra bir rehavet çöküyor zamanla bu da haliyle normal gözükebilir fakat ilişkinin laçkalaşması, seviyenin düşmesi, inat, birlik olmak yerine birey olmaya devam etmeye çabalamak ve en önemlisi “ geçim sıkıntısı “ ‘nın yarattığı sorunsallar.
Bu konuya yaz yaz bitmez.
En büyük problem geçim sıkıntısı, çünkü hayatta kalma iç güdüsü en önemli güdü fakat bundan sonrasında duyusal tatmin geliyor.
Yani, her şeyi olan evlilerde mutlu değiller çünkü kendisini tanımamakla birlikte ne istediğini de bilmiyor. Önce kendini bileceksin, sonra isteyeceksin. Ne istediğini bilmeyene, kimse yardımcı olamaz ve her şeyi istediğini sanır.
Burada da kişinin kendisini geliştirmesi, anlaması kavraması gerekiyor.
Kültür farklılıkları, alışkanlıkların değişmesi, idare etme yeteneği çok konuşulacak husus var.
Kadınlar ülkemizde erkekler tarafımdan çok rağbet görmesinden mütevellit kendilerini olduğundan çok yüksek seviyede görebiliyorlar.
Kültür olarak geçmişten günümüze aktarılmış saçma sapan batıl inançlar ve aktarılmış kültürsüzlük medeniyetiyle birlikte çok yük binebiliyor ailelere
Bir şeye sahip olmak ile layık olmak arasında dağlar kadar fark var. Tıpkı, önemli ve değerlinin aynı zannedilebildiği günümüzde, anlam karmaşası ve kargaşası yaşayan kişiliklerin farkındalık bilinçlerini geliştirmeye çalışmaması ve çabalamaması da ayrı bir handikap.
ez cümle; erkek kadından sadakat ister, kadın erkekten korunma ve sağlayıcılık, maddiyat önemli “geçim” için, anlayış, istikrar, sabır ve rutine bağlanmazsa çok güzel bir yuva yaratabilirsiniz.
not: bekar 🤭
