Chen

🇵🇸
Forum Sorumlusu
Katılım
9 Ocak 2020
Mesajlar
44,020
Çözümler
4
Tepki puanı
12,710
Puanları
113
Konum
.
Cinsiyet
Kadın
Öncelikle Paradigmanın kelime anlamını verelim;


Paradigma Türk Dil Kurumu sözlüğü anlam karşılığı; "Değerler dizisi" olarak tanımlanmıştır. 1960'lardan beri paradigma kelimesi bilimsel disiplinlere veya başka epistemolojik içerikteki düşünce kalıplarına göndermede bulunur.

Gerçekten de Kuhn kendisinden önceki pek çok bilim filozofunun bilimin sürekli biriken bir bilgi sağladığı varsayımına karşı çıkarken, bilim dallarının değişik aşamalardan geçtiklerini ve bilimsel araştırmanın karakterinin bu evre ya da aşamaların her birinde değiştiğini ileri sürer.


O, bilimin tarihsel sürecinde, dört, hatta üç evreyi birbirinden ayırır. Bunlardan birincisi, bilim öncesi dönem veya olgunlaşmamış bilim dönemidir. Tüm bilimler için söz konusu olan bir hazırlık dönemine tekabül eden bu dönemde, bilim adamlarının belirginleşmiş bir bakış açısı yoktur ve herhangi bir bilim dalında araştırma yapan bilim adamları çeşitli yollar deneyip çeşitli yöntemler kullanırlar.


Zaman geçtikçe, bu alanda çalışan bilim adamlarından birinin geliştirmiş olduğu teori ön plana çıkar; yani doğadaki olguları açıklama gücü oldukça yüksek olan ve söz konusu bilim dalında daha ileri düzeyde araştırmalar yapılmasına izin veren bir bakış açısı, bir yöntem ya da varsayım kendini kanıtlar ve kabul ettirir.

1. Söz konusu bilim öncesi dönemi, öne çıkan teori ya da PARADİGMA’nın herkes tarafından kabulüyle belirlenen organize ve hatta kurumsal faaliyeti temsil eder nitelikteki normal ya da olağan veya olgun bilim dönemi izler. Kuhn işte bu dönemde, bilim adamlarının bilimsel faaliyetlerini bir tür bulmaca çözme faaliyeti olarak tanımlar.

2. Bilimin tarih içindeki ilerleme sürecinde, olağan bilim döneminin ardından mevcut PARADİGMA tarafından çözülemeyen anomalilerin belirlediği kriz dönemi gelir.

3. Ve nihayet, eski PARADİGMA tarafından çözülemeyen anomalilerin tamamını çözen yeni bir PARADİGMAnın kabulüyle belirlenen devrim dönemi, bilimsel ilerleme sürecinin dördüncü ve sonuncu dönemini oluşturur.

Aslında ona sonuncu dönem demek hatadır çünkü her devrim dönemi bir yeni olağan ya da normal bilim döneminin başlangıcını temsil eder. Başka bir deyişle, her bilim dalında bilim öncesi dönem bir kez yaşandıktan sonra, (2), (3), (4). evreler kendi içlerinde kapalı bir döngü ya da dairesel bir süreç oluşturur.

Kuhn’un bilim resminin özünde, normal veya olağan bilim görüşü ile bilimsel devrim kavrayışı bulunur. Aslında, bunların da gerisine gidildiğinde, onun devrimci bilim anlayışının temel kavramı olarak “PARADİGMA” kavramıyla karşılaşılır. Çünkü Kuhn’a göre, normal ya da olağan bilim, bir “PARADİGMA”nın oluşturulmasını gerektirir. Bir PARADİGMA belirli bir bilim dalının konu edineceği olguları belirleyip karakterize eden bir çerçeve sağlar. PARADİGMA, aslında bir bilimsel model ya da genel bir teoridir fakat o, yalnızca bir model ya da teori olmayıp aynı zamanda bir model ya da teorinin gelecek araştırmalarda nasıl geliştirileceğini ve uygulanacağını belirleyen bir metodolojidir.


Kuhn kusursuz PARADİGMA örneği olarak sıkça Newton fiziğine gönderme yaparken bir PARADİGMAnın, Newton fiziği örneğinde, en az şu dört temel öğeden meydana geldiğini açıklıkla ortaya koyar:


1. Fail nedensel açıklamalara ve söz gelimi genel ve niteliksel teoriler yerine, niceliksel sonuçlar ve sınanabilir öndeyiler veren teorilere yönelik tercihlere yönelten arka plan değerleri ve kabulleri.
2. Çarpışarak ve çekim/itim güçleri uygulayarak birbirleri üzerinde eylemde bulunan maddi parçacıklardan oluşan metafiziksel bir dünya resmiyle devasa bir makine olarak dünya imgesi.
3. PARADİGMAnın özünü ya da nüvesini oluşturan temel olarak hareket yasalarıyla yerçekimi yasası.
4. Temel yasaların sarkaç hareketine, gezegen hareketlerine, hava direnci ve sürtünme hareketine uygulanmasını mümkün kılan standart matematiksel teknikler.

Kuhn’un yorumuna göre, bilim adamları bir PARADİGMAyı benimsedikleri ya da paylaştıkları zaman, bundan böyle hakikatin ölçüsü olacak bir epistemik cemaat ya da bilim adamları topluluğu meydana gelir.


Ortada, işte bu cemaat tarafından benimsenen bir PARADİGMA söz konusu olduğu zaman, bilim adamları sadece birtakım doğru önermeler üzerinde uyuşmakla kalmaz, aynı zamanda alanda bilimsel araştırmanın gelecekte nasıl yürüyeceği, çözüm bekleyen hangi problemlerle ne şekilde baş edileceği, bu problemleri çözmenin uygun yöntemlerinin ne olduğu konusunda da tam bir fikir birliği içinde olurlar.

Kısacası, PARADİGMA genel ya da total bir bilimsel bakış açısıdır. O, bütünsel bir teori; bir bilim adamları topluluğunu bir araya getiren ve burada bilimsel faaliyeti organize eden kabuller, inançlar, değerler ve nihayet önermeler ve teknikler bütünüdür.

PARADİGMA esas itibarıyla bir teoriden, çoğunlukla doğanın nasıl işlediğini dile getiren bir şemadan oluşur.


Kuhn’a göre, teorinin ya da PARADİGMAnın bilgisini ders kitaplarından öğrenen bilim adamının amacı, teoriyi ne yanlışlamak ne de doğrulamaktır. Bilim adamları topluluğunu meydana getiren bilim adamlarına düşen şey, teoriyi doğaya uydurmak için çalışmaktır. Doğanın nasıl çalıştığı ya da işlediğini genel olarak ortaya koyan teori henüz tamamlanmamış olup teoriyi temele alarak bulmaca çözen bilim adamları, onu bezeyip içini doldurmaya çalışırlar.


Aynı bilim adamları, bir yandan da genel kuramın ya da PARADİGMAnın uygulanabilirlik alanını genişletirler. Gerçekten de normal bilim bilinenin alanını genişletme, şişirme sürecidir; o, köklü yenilikler peşinde koşmaz.

Bilim adamları teorinin doğaya uyma başarısı gösteremediği durumlarda, bazen teoriyi onarır ya da yamarlar. Bununla birlikte, bu gibi durumlarda, tek çare onarım değildir. Kuhn, bu dönemde yapılan deneylerin teoriyle uyuşmadığı durumlarda, teorinin değil de teoriyi dünyaya uygulayan ve sınayan kişinin sorumlu tutulduğunu söyler.


Burada sergilenen çaba, benimsenen PARADİGMA ya da kuramın doğru olduğu varsayıldığı için, onu çalışır hale getirmek yönünde bir çabadır. Normal bilim döneminde sergilenen bilimsel faaliyeti veya bilim pratiğini, Kuhn’un oldukça muhafazakâr bir faaliyet olarak nitelemesinin nedeni de budur. Çünkü bu olağan bilim döneminde bilim adamları benimsedikleri PARADİGMAyı veya bilimlerinin ilk ilkelerini hiçbir zaman sorgulamazlar; tam tersine, herhangi bir başarısızlıkla karşılaştıklarında, bu başarısızlıktan, PARADİGMA veya teorilerini değil de kendilerini sorumlu tutarlar.

Kuhn normal bilim döneminin yıllar, hatta yüzyıllarca sürebileceğini söyler. Fakat bu süreç içinde ortaya birtakım anomaliler, yani bilim adamları ne kadar uğraşırlarsa uğraşsınlar, PARADİGMAnın teorik yapısı veya kuramsal kabulleriyle bağdaştırılamayan veya çözüme kavuşturulamayan aykırı durumlar çıkabilir.


Başka bir deyişle, ilk başta önemli başarılar sergileyen pek çok PARADİGMAnın problem çözme başarısı eninde sonunda yavaşlayıp çözülemeyen problemlerin yığılmaya başladığı bir noktaya gelinir. İyice veya yeni çözülmüş problemler yerine, başarısızlıklar ya da anomali ler baş gösterir. Söz konusu anomalilerin sayısı başlangıçta az olup onlar çoğu zaman göz ardı edilir.

Fakat anomalilerin sayısı arttığı zaman, o bilim dalı Kuhn’un üçüncü aşama olarak nitelediği bunalım dönemine girer. Bu dönemde PARADİGMAnın başarılı olmasını mümkün kılmış olan araştırma kuralları gevşer; PARADİGMAya duyulan güven sarsılır, bağlılık ortadan kalkarken farklı bakış açıları, yöntem ve tekniklerin denenmesine başlanır.


PARADİGMA bağlayıcı olmaktan çıkarken tam bir kargaşa egemen hale gelir ve bilimsel faaliyet unutulup metafiziksel tartışmalar başlar. Akabinde, bunalımın pekişmesiyle birlikte, bilim adamlarının niteliğinde veya karakterinde de önemli bir değişim söz konusu olur; nitekim, şimdiye kadar sadece bulmaca çözen bilim adamları PARADİGMAnın kendisini bile ıslah etmeyi, hatta değiştirmeyi göze alabilecek kadar yaratıcı düşünmeye başlarlar. Zorunluluk ve çok daha önemlisi yaratıcılık, kökten farklı ilkeler ve modellerle işleyen yeni alternatif PARADİGMAların ortaya çıkmasına yol açar. Eğer bu tür yeni PARADİGMAlar gelişmeye başlarsa ilgili bilim dalı Kuhn’un devrimci bilim dediği aşamaya girer.


Devrim süreci, eski PARADİGMAya alternatif PARADİGMAların ortaya çıkışıyla başlar ve alternatif bir PARADİGMA, neredeyse bir kuşaklık bir zaman geçtikten sonra, bilim adamları topluluğunun bütün üyeleri tarafından kabul edildiği zaman tamamlanır.

Kuhn “devrim” kavramını, hiç kuşku yok ki bilinçli olarak politik anlamıyla ilişki içinde kullanır. Buna göre, bir devrim eski PARADİGMAyla yeni PARADİGMA tarafları arasındaki aleni bir savaş durumunu ortaya koyar. Politik devrimlerde olduğu gibi, bilimsel devrim durumlarında da normal bilim dönemlerinde geçerli olan kurallar artık uygulanamaz. Çünkü bu kurallar, saldırı altında olan PARADİGMAnın kurallarıdır.


O, bir PARADİGMAdan diğerine geçişin din değiştirmek kadar zor olduğunu, bir bilim adamının PARADİGMAsını yeni PARADİGMA uğruna terk etmesi gerektiğini gösterecek, mantıksal bakımdan zorlayıcı hiçbir argüman bulunmadığını öne sürer. Ona göre, başarılı olan bir devrimde bilim adamları yeni PARADİGMAyı, çoğu zaman hakikatle ilintisiz bilim dışı neden ya da kaygılarla kabul etmek zorunda kalırlar.

Gerçekten de PARADİGMA değişiminde veya devrim zamanında aklın iş başında olmadığını, bir PARADİGMAyı diğerine tercih etmenin son çözümlemede bir hayat tarzının diğerine tercih edilmiş olmasını ifade ettiğini öne süren Kuhn’a göre, buradan çıkartılacak sonuç açıktır: Bilim, sanıldığı kadar nesnel ve rasyonel bir faaliyet değildir.
 
Üst Alt