- Katılım
- 1 Mar 2020
- Mesajlar
- 5,056
- Çözümler
- 2
- Tepki puanı
- 1,492
- Puanları
- 113
- Cinsiyet
- Erkek
Rüyam da züccaciye de çalışıyorum böyle , mağaza müdürü işe şortla gelmiş ve bana diyor ki "sen neden pantolonlasın bakim" diyorum bu şekil de çalışmak yasak.
Artık değil diyor ve beni kovuyor. Yanlız çıkmadan depo da ki meyvesularını içeri getir öyle git diyor. Bak raf boş falan diyor.
Neyse ben istifa ediyorum çıkıyorum ordan , yokuş bir yer de böyle dükkan , napim ne ediyim derken şurdan bir minübüse biniyim diyorum.
Biniyorum ama içerisi bomboş , şoföre diyorum ki falancı yerde indir beni adam tamam diyor arkasını dönmeden ama ufaktan bir tırsıyorum.
Neyse ışıklara gelene kadar minübüs boş ve durmuyor. Işıklarda da durmuyor sağa doğru dönerken en ön de otururken etrafı seyrediyorum.
O esnada kafam da minübüsün içine dönüyor istemsizce , ulan bir bakıyorum tıklım tıklım ve ben ayaktayım. Lan diyorum az önce oturmuyormuydum ne oluyor.
Hayır inicem yeride geçiyoruz , bağırıyorum inicem mk diye şoför durmuyor gittikce de gidiyoruz. Neyse böyle meydan gibi bir yere geliyoruz etraf da bir sürü çiçek hükümet konağı gibi iniyorum güç bela. Geldiğimiz yolu geri yürüyorum falan derken , bir den çiçekler patlamaya başlıyor böyle ufak ufak çıtır çıtır. Ne oluyor demeye kalmadan bütün ağaçlar çiçekler böcekler patlamaya başlıyor bir anda ortalık savaş alanına dönüyor. İnsanlar etraf da kaçışıyor falan.
Gideceğim yöne doğru tekrar bir yokuş çıkıyor karşıma durup dururken ama etraf mahşer meydanı mk. Ezilenler kaçışanlar , bağırarak ölenler. Öyle ki insanlar ezilmekten balçık kıvamına geliyor bildiğimiz jöle gibi ve adrenalinim hat safa da böyle. Yokuş yukarı yerdekilere basa basa yukarı çıkıyorum ama ayaklarım yere gömülüyor. Hani yokuş bitince onlarda kalmaz düz yola çıkarım umudu ile beygir gibi koşuyorum. O esnada yanıma bi adam geliyor gel ben seni burdan kurtarcam beni takip et diyor. Tamam diyorum düşünmeden neyse erif bişi yapıyor batakdan batmadan düz yolda yürüyormuş gibi kaçıyoruz. Sonra bir binaya giriyoruz ama bina şöyle bir şey
Giriyoruz eve abi ama garip bir şey var , eve girdiğim anda çocuk oluyorum ve erif yok oluyor. Neyse evi dolaşırken dar bir koridordan geçiyorum bulunduğum yer çok sessiz yanlızca
bastığım yer de ki tahtaların gıcırtısı var ses olarak. Bulunduğum yeri güneş yarım yamalak aydınlatıyor. Etraf da kafesler falan var böyle , neyse bir anda bir el çıkıp ağzımı kapatıyor. O esnada ben dışardan kendimi izliyorum tabi , erif beni bir düzeneğe bağlıyor kafama bir şey takıyor ve o an da indireceği şartele doğru giderken ben erife çelme takıyorum.
Çelme takınca adam yetişemediği kolun üzerine düşüp kolu indiriyor o an öyle şansın mk diğip uyanıyorum.
Artık değil diyor ve beni kovuyor. Yanlız çıkmadan depo da ki meyvesularını içeri getir öyle git diyor. Bak raf boş falan diyor.
Neyse ben istifa ediyorum çıkıyorum ordan , yokuş bir yer de böyle dükkan , napim ne ediyim derken şurdan bir minübüse biniyim diyorum.
Biniyorum ama içerisi bomboş , şoföre diyorum ki falancı yerde indir beni adam tamam diyor arkasını dönmeden ama ufaktan bir tırsıyorum.
Neyse ışıklara gelene kadar minübüs boş ve durmuyor. Işıklarda da durmuyor sağa doğru dönerken en ön de otururken etrafı seyrediyorum.
O esnada kafam da minübüsün içine dönüyor istemsizce , ulan bir bakıyorum tıklım tıklım ve ben ayaktayım. Lan diyorum az önce oturmuyormuydum ne oluyor.
Hayır inicem yeride geçiyoruz , bağırıyorum inicem mk diye şoför durmuyor gittikce de gidiyoruz. Neyse böyle meydan gibi bir yere geliyoruz etraf da bir sürü çiçek hükümet konağı gibi iniyorum güç bela. Geldiğimiz yolu geri yürüyorum falan derken , bir den çiçekler patlamaya başlıyor böyle ufak ufak çıtır çıtır. Ne oluyor demeye kalmadan bütün ağaçlar çiçekler böcekler patlamaya başlıyor bir anda ortalık savaş alanına dönüyor. İnsanlar etraf da kaçışıyor falan.
Gideceğim yöne doğru tekrar bir yokuş çıkıyor karşıma durup dururken ama etraf mahşer meydanı mk. Ezilenler kaçışanlar , bağırarak ölenler. Öyle ki insanlar ezilmekten balçık kıvamına geliyor bildiğimiz jöle gibi ve adrenalinim hat safa da böyle. Yokuş yukarı yerdekilere basa basa yukarı çıkıyorum ama ayaklarım yere gömülüyor. Hani yokuş bitince onlarda kalmaz düz yola çıkarım umudu ile beygir gibi koşuyorum. O esnada yanıma bi adam geliyor gel ben seni burdan kurtarcam beni takip et diyor. Tamam diyorum düşünmeden neyse erif bişi yapıyor batakdan batmadan düz yolda yürüyormuş gibi kaçıyoruz. Sonra bir binaya giriyoruz ama bina şöyle bir şey

Giriyoruz eve abi ama garip bir şey var , eve girdiğim anda çocuk oluyorum ve erif yok oluyor. Neyse evi dolaşırken dar bir koridordan geçiyorum bulunduğum yer çok sessiz yanlızca
bastığım yer de ki tahtaların gıcırtısı var ses olarak. Bulunduğum yeri güneş yarım yamalak aydınlatıyor. Etraf da kafesler falan var böyle , neyse bir anda bir el çıkıp ağzımı kapatıyor. O esnada ben dışardan kendimi izliyorum tabi , erif beni bir düzeneğe bağlıyor kafama bir şey takıyor ve o an da indireceği şartele doğru giderken ben erife çelme takıyorum.
Çelme takınca adam yetişemediği kolun üzerine düşüp kolu indiriyor o an öyle şansın mk diğip uyanıyorum.