Chen

🇵🇸
Forum Sorumlusu
Katılım
9 Ocak 2020
Mesajlar
44,374
Çözümler
4
Tepki puanı
12,951
Puanları
113
Konum
.
Cinsiyet
Kadın

Depresyon ve inflamasyon ilişkisi​




Depresyon dünyada hızla yayılan ve Türkiyede son 5 yılda %70 oranında artan bir hastalık. Türkiye ‘de nüfusun 10 da 1 i hayatlarının bir bölümünde antidepresan kullanan kişilerden oluşuyor. Buna ek olarak aslında depresyon hastası olup klinisyenler tarafından görülmemiş ve tanı konulmamış kişiler eklenirse depresyonun ne kadar yaygın bir sağlık sorunu olduğu apaçık karşımıza çıkıyor.

Depresyonun çok geniş spektrumda nedenleri bulunmakta. Kötü yaşam koşulları, fiziksel cinsel suistimaller,genetik geçiş , hormonal bozukluklar , işsizlik , maddi problemler , aile içi problemler ve bazı ilaçlar yan etki olarak depresyona neden olabilir.

Bunlara ek olarak depresyon durumunda beyinde bazı kimyasallarda dengesizlik gelişir. Anti depresan ilaçlar temelde bu kimyasalları dengelemek amacıyla Antidepresan ilaçları üretip hastaları tedavi etmeye çalışır.

Ancak bazı çalışmalar bize beyinde değişen kimyasallar dışında depresyonun başka nedenleri de olabiliyor. Bazı depresyon hastaları üzerinde yapılan çalışmalarda hastaların sadece %25 inde beyinde seratonin ve norepinefrine hormonlarının azaldığından bahsediyor. https://bit.ly/2tWzgp5

Bazı hastalarda bu hormonlar tam tersine yüksek bulunabiliyor.

Tamda bu nedenlerle depresyona başka bir pencereden bakmak gerekiyor.

Depresyon Nedir?

⦁ Üzgün, çökkün duygudurum, günün büyük kısmında ve hemen hemen hergün

⦁ Her günkü faaliyetlerde ilgi ve hoşnutluk kaybı.

⦁ Uyumada güçlükler (insomnia); başlangıçta uykuya dalamama, gece uyanıp bir daha uyuyamama ve sabah çok erken uyanma ya da bazı hastalarda zamanın çoğunu uyuyarak geçirme isteği.

⦁ Faaliyet düzeyinde değişiklik, ya letarjik olma ( psikomotor yavaşlama) ya da ajite olma.

⦁ İştah azalması ve kilo kaybı, ya da iştah ve kilo artışı

⦁ Olumsuz benlik kavramı, kendini yerme ve itham etme, değersizlik ve suçluluk duyguları.

⦁ Düşüncede yavaşlama ve kararsızlık gibi dikkati toplamada güçlükten yakınma ya da gerçekten güçlük çekme.

⦁ Yinelenen ölüm ve intihar düşünceleri.

Depresyon – İnflamasyon İlişkisi

Depresyondan bahsederken vücutta meydana gelen daha önemli bir durumdan bahsetmek gerektiğini düşünüyorum. İnflamasyon...

İnflamasyon(Yangı) akut veya kronik olabilir. Bizler bu konuda kronik inflamasyondan bahsedeceğiz. Kronik inflamasyon vücudun kendi hücrelerine saldırması sonucu dokuda oluşan problemlerin genel adıdır.

Kronik inflamasyonun nedenleri arasında

⦁ Uyku bozuklukları ve az uyku

⦁ Fazla kilo

⦁ Vitamin ve mineral eksiklikleri

⦁ Stres

⦁ İnflamatuar besinler(Gluten, şekerli besinler , bazı tahıllar vb gibi)

Araştırmacılar depresyon ve inflamasyon ilişkisini bulmakla kalmıyor , eğer depresyon tedavisinde belirttiğimiz nedenleri minimuma indirirsek hastalığın belirgin düzeyde azaldığından bahsediyorlar. Maalesef halihazırda beslenme tarzımız inflamasyon ve dolayısı ile depresyon için çok kolaylaştırıcı durumlar içeriyor.

Genel olarak inflamasyon nedenlerini baslık olarak açıklarsak:

Toksik Besinler:

Beslenmemizde bu ürünleri ne kadar aza indirirsek birçok kronik hastalık ve konumuz olan depresyona yakalanma riskimizinde aynı oranda azalacağını belirtmek isterim.

Özellikle diyetimizde bulunmaması ve kaçınmamız gereken besinler:

⦁ Şeker

⦁ Mısır surubu

⦁ Tatlandırıcılar

⦁ Mısır ,ayçiçegi ve kanola yağı

⦁ Palm yağı

⦁ Her türlü trans yağ

⦁ Renklendirici katkı maddeleri

⦁ Koruyucu içeren süt ve süt ürünleri

⦁ Yüksek sodyum içerikli besinler

⦁ Rafine un ve gluten içeren besinler

Stres

Stres hayatımızda birçok probleme yol açtığı gibi depresyona da yol açabilir. Stres vücutta inflamatuvar sitokinleri arttırıp depresyonu tetikler.

Herkesin stresle başa çıkma yolları vardır, günde 10 dakikanızı stresle başa çıkmak için ayırmanızı önermekteyiz. Meditasyon , Yoga , Yürüyüş , Psikoterapi veya Tamamlayıcı Tıp yöntemleri stresi azaltmak için denenebilir.

Fazla Kilolu Olmak:

Fazla kilo inflamasyonu destekler. Obezite vücudunuzu inflamatuvar duruma sokar ve bu nedenle depresyon riskini arttırır. Nasıl ki kilo aldığımızda inflamatuvar sitokinler artıyorsa, kilo verdiğinizde bu sitokinlerin hepsi azalır ve birçok kronik hastalıktan koruma sağlarlar.

Hareketsiz Yaşam Tarzı:

İnsan vücudu masa başı oturup çalışmaya , tüm günü hareketsiz geçirmeye programlanmamıştır. İnsan vücudunun ihtiyacı olan hareketi yapmalıdır.Hastalarımıza günde en az 1 saat spor önermekteyiz. Bu bir saat kilo vermenin yanında ,kaslarınızı güçlendirecek , birçok olumlu hormonal değişie neden olacak, organların kanlanmasını arttıracak. Böylece hem fiziksel hemde ruhsal olarak iyilik haline neden olacaktır. Eğer hareketsiz bir yaşama ve masa başı işe sahipseniz spor çok daha önemli olacaktır.

Hareketsiz yaşam bazı kanserlerin riskini arttırır. Aksiyete ve depresyona sebep olur. Birçok kardiovaskuler hastalık için belirgin risk faktörüdür.

Kan kolesterol düzeyini arttırır ve koroner kalp ve damar hastalıklarının gelişmesine neden olur.

Hareket etmek için sadece spor salonunu beklememek gerekerir.İşe giderken yürümek veya aracınızı uzak bir mesafeye bırakıp egzersiz yaparak gitmek. Merdiven asansör seçimlerinde merdivenleri seçmek. Tabi ki zamanınız varsa yüzme , doğa yürüyüşü, bisiklet sürmek en fazla önerdiğimiz aktivitelerdir.

Vitamin Eksiklikleri:

Bazı vitaminler özellikle vitamin D eksikliğinin depresyonla alakalı olduğu kanıtlanmıştır.Maalesef günümüzde toplumumuzda çok yüksek oranda Vitamin D eksikliği mevcuttur. Özellikle kış aylarında az güneş gören kişilerde D vitamin eksiklikleri daha sık görülmektedir.

Ayrıca vitamin D inflamatuvar sitokinleri süşürür ve depresyondan koruyucu etkisi bulunmaktadır. Eğer doğal olarak Vitamin D belli bir orana çekilemiyorsa dışardan takviye olarak vitamin D alınmalıdır. Ayrıca vitamin D sadece inflaasyonu baskılamaz ayrıca immun sistemi güçlendirir ve göbek çevresi yağlanmasını azaltır.

Uyku Bozuklukları:

Birçok kişide uyku bozuklukları ortaya çıkmakta ve bu sorun ilerlemektedir. Uyku bozuklukları sonucu hormonal aks bozulakta ve birçok hastalık için zemin hazırlanmaktadır.

Çevresel Toksinler:

Besinlerde olduğu gibi birçok çevresel faktör ve toksin inflamasyona neden olabilmektedir. Çevresel toksinleri havadan , kullandığımız temizlik eşyalarından vs. alabilekteyiz.

Örnek vermek gerekirse:

⦁ Pasif sigara içiciliği

⦁ Ağır metaller

⦁ Küfler

⦁ Formaldehit içeren teizlik ürünleri

⦁ Kurşun elementi içeren ürünler

⦁ Organik olmayan pestisitler

⦁ Yüksek civa içeren balıklar

⦁ Paraben , sentetik renklendiriciler , SLS ve bunun gibi birçok koruyucu içeren ürünler

Kökten Nedenleri Çözmeliyiz:

Eğer depresyonunuz varsa ancak herhangi organik bir neden göremiyorsanız, depresyona neden olacak yaşam tarzı , hayat standartı problemleriniz yoksa kendinizi bu yazıyı okuduktan sonra inflamasyon yönünden değerlendiriniz.

Ve eğer inflamasyonu durdurmaya karar verirseniz , işe doğal anti-inflamatuvar alımıyla başlamalıyız. Somon balığı , yeşil yapraklı sebzeler , Omega 3 , zerdeçal , orman meyveleri gibi besinler bolca tüketilmeli. Stres azaltılıp günde en az 30 dk spor yapılmalı.

Bu konuda inflamasyon konusuna ilgili bir tamamlayıcı tıp uzmanı veya fonksiyonel tıp uzmanıyla görüşmek faydalı olabilir.

Şimdi adım adım neler yapılmalı, inflamasyonu azaltmak için neler uygulamalısınız onları belirtelim

⦁ Şekerli ürünleri kesmet

⦁ Glutensiz diyet uygulamak

⦁ Tüm işlenmiş gıdaları bırakmak

⦁ Elinizden geldiğince süt ve süt ürünlerini kesmek

⦁ Haftada 2-3 adet deniz balığı özellikle somon tüketmek

⦁ Çevresel toksinleri minimuma indirmek

⦁ Kimyasal temizlik ürünlerinden uzaklaşın

⦁ Stresi azaltın

⦁ Uyku saatlerinizi düzenleyin gece 12 den geç yatmayın.

⦁ Günlük egersiz yapın

⦁ Organik güzellik ürünlerini seçin

Bu uygulamaları yaptığınızda ilk haftalarda kendinizi enerjisi düşük,yorgun halsiz hissedebilirsiniz. Ancak ilerleyen haftalarda birçok faydası ile beraber daha enerjik, daha dinç hissedeceksiniz. Buna ek olarak algınızın açıldığı daha rahat ve huzurlu düşündüğünüzün farkına varacaksınız.

Kliniğimizde Depresyon hastalarına psikoterapi , akupunktur ile destek olurken inflamasyonu baskılamak için de elemninasyon diyetleri öneriyoruz. Eleminasyon diyetlerinin sonucunda hastalarda gördüğümüz başlıca değişiklikler:

⦁ Kilo verme

⦁ İyi görünümlü bir cilt

⦁ Enerji artışı

⦁ Eklem ağrılarında azalma

⦁ Baş ağrılarında azalma

⦁ Sindirimin düzenlenmesi

⦁ Leaky Gut sendromu tedavi etme

⦁ Otoimmun hastalıklarda semptoların azalması

⦁ Şişkinliğin azalması




alinti/

Dr.Ceyhun Dündar
 
Son düzenleme:
Üst Alt