Balfour Deklarasyonu 1917 Filistin - İsrail

Chen

🇵🇸
Forum Sorumlusu
Katılım
9 Ocak 2020
Mesajlar
44,494
Çözümler
4
Tepki puanı
12,999
Puanları
113
Konum
.
Cinsiyet
Kadın
Filistin toprakları üzerinde İsrail devletinin kurulmasına zemin hazırlayan Balfour Deklarasyonu’nun üzerinden tam 106 yıl geçti. İsrail’in işgal ve ihlallerine maruz kalan Filistin, bugün “Yüzyılın Anlaşması” ve bazı Arap ülkelerinin işgal güçleriyle ilişkileri normalleştirmesi gibi yepyeni pek çok sorunla karşı karşıya. Filistinli siyasi analist Vedi Ebu Nassar halihazırdaki durumu şöyle özetledi: “Balfour Deklarasyonu ile Trump’ın planı arasında şöyle bir benzerlik var. Her ikisi de vadettikleri topraklara sahip değil. Buna rağmen söz konusu toprakları hakkı olmayan kişilere hediye olarak sunuyorlar.”
İngiltere Dışişleri Bakanlığınca yayımlanan ve Yahudilerin Filistin’de devlet kurmasını öngören “Balfour Deklarasyonu”nun üzerinden tam 106 yıl geçti.

Screenshot_20231012_105612_com.opera.browser_edit_45416757576401.jpg

Balfour Deklarasyonu ile Filistin topraklarına sahip olmayan İngilizler, bu toprakları siyonistlere vermeyi ve onları buraya yerleştirmeyi vadetmişti.

Eski İngiltere Dışişleri Bakanı Arthur James Balfour, siyonist hareketin önde gelen figürlerinden Rothschild ailesinin baronu Lord Jacob Rothschild’e 2 Kasım 1917'de gönderdiği mektupta, “Majestelerinin hükümeti, Yahudilere Filistin’de bir yurt tesisi fikrini hararetle desteklemektedir. Bu maksatla her ne gerekiyorsa yapılacaktır.” cümleleriyle İsrail’in kurulmasına İngiltere’nin vereceği desteği açıkça ifade etti.

1697096640432.png


Yahudilerin Filistin toprakları üzerinde İsrail devletinin kurulmasının yolunu açan 67 kelimelik Balfour Deklarasyonu, yayımlanmasının ardından Filistinlilerin topraklarının parça parça ellerinden alınarak vatanlarının işgale uğramasının ilk adımı oldu.

Tarihi Filistin topraklarında İsrail devleti kurulmasının yolunu açan ve İngilizler tarafından Yahudilere verilen bu söz, Filistin’deki büyük halk kitlelerinin yerlerinden edilmesine neden oldu

İsrail’in işgal ve ihlallerine maruz kalan Filistin, bugün “Yüzyılın Anlaşması” ve bazı Arap ülkelerinin işgal güçleriyle ilişkileri normalleştirmesi gibi yeni sorunlarla karşı karşıya kaldı.

Arap Birliği üyesi ülkeler, 2002'de Lübnan’ın başkenti Beyrut’ta kabul edilen Arap Barış Girişimi bildirisiyle, “toprak karşılığı barışı” yani 1967 sınırlarında başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız Filistin devletini kabul etmedikçe İsrail’le normalleşmeyi reddetmişti.

ABD Başkanı Donald Trump’ın İsrail-Filistin meselesine çözüm iddiasıyla sunduğu “Yüzyılın Anlaşması” olarak adlandırılan sözde Orta Doğu barış planı da Filistin’in karşılaştığı sorunlar arasında yer alıyor.

1697097256015.png


İngilizler, Balfour Deklarasyonu’ndan kısa süre sonra 1917'de 401 yıl boyunca Osmanlı himayesinde kalan Kudüs’ün güneyini işgal ederek burada askeri yönetim uyguladı.

İngiliz general Edmund Allenby 9 Aralık 1917’de Kudüs şehrine girdi. İngiliz kuvvetlerinin Kudüs’e girişi Avrupa ülkeleri ve ABD’de büyük bir heyecan oluşturmuştu çünkü Avrupalılar, 1187'de Salahaddin Eyyubi eliyle haçlılardan geri alınmasından yüzyıllar sonra ilk defa Kudüs şehrine hakim olmuştu.


1697096841224.png
11 Aralık 1917’de, İngiliz General Edmund Allenby’nin yürüyerek Kudüs eski şehir surlarından içeri girişi, Ortadoğu’da bir dönemin de sonuna işaret ediyordu.



İngiltere, Fransa ve Çarlık Rusya, Osmanlı İmparatorluğu’nun parçalanması ve paylaşılması konusunda Sykes-Picot Anlaşması’nı 16 Mayıs 1916'da imzalamıştı.

Nisan 1920'de, Çarlık Rusya’nın ayrılmasından sonra Fransa ve İngiltere delegeleri, I.Dünya Savaşı’nın galipleri olarak Sykes-Picot Anlaşması’nı tekrar ele almak ve Osmanlı İmparatorluğu’ndan alınan toprakların bölünmesine yönelik nihai planı belirlemek için İtalya’da “San Remo Konferansı”nda bir araya geldi.

1697096889781.png
San Remo Konferansı’na katılan delegeler

Bu konferansta iki taraf, Filistin’i İngiltere’ye vermeyi ve önceden kararlaştırılan değişiklikleri yapmayı kabul etti.

Milletler Cemiyeti’nde 1922'de kabul edilen Filistin topraklarındaki İngiliz manda yönetiminin temelini de bu deklarasyon oluşturdu.

Filistin toprakları silahlı siyonist örgütlere teslim edildi
Lübnan merkezli Zeytune Araştırma Merkezi Müdürü Muhsin Salih, konuya ilişkin AA muhabirine yaptığı değerlendirmede, “İngiltere, Filistin’in işgali sırasında Balfour’un ‘Filistin’deki Yahudiler için ulusal bir vatan’ yaratma sözünün ilk kısmını uyguladı.” dedi.

İngiliz işgalinin başladığı 1917'de Filistin topraklarındaki nüfusun yüzde 92'sini Filistinlilerin oluşturduğunu belirten Salih, İngiltere’nin Filistinlilerin haklarının korunmasını dikkate almadığını aktardı

1697096952018.png
1917'den günümüze doğru Filistin topraklarının işgali. (Sarıyla işaretlenmiş kısımlar Filistin, yeşil ile işaretlenmiş kısımlar İsrail.)



İngilizlerin, Yahudiler ile Araplar arasında yaşanan çatışmalar nedeniyle Filistin’i yönetemez hale gelmesinin ardından konu 1947'de Birleşmiş Milletlere (BM) taşındı.


1697097056368.png
1948'de Filistinlilerin Nekbe (Büyük Felaket) diye andığı İsrail devletinin kuruluşu gerçekleşti


Bu süreçte Filistinliler, topraklarındaki Yahudi nüfusun artışına karşı çıkmaya çalıştı. Ancak İngilizlerin manda yönetimini sonlandırarak Filistin’den çekilmesinin ardından, 1948'de Filistinlilerin Nekbe (Büyük Felaket) diye andığı İsrail devletinin kuruluşu gerçekleşti.

İsrail devletinin kurulmasıyla işgal, sürgün, büyük can ve mal kayıpları yaşandı

İngiltere, Filistin’den çekildikten sonra İsrail devletinin kurulmasıyla işgal süreci daha da yoğunlaştı, yüz binlerce Filistinli yurtlarından sürüldü, büyük can ve mal kayıpları yaşandı.

İngiltere, Filistin’den çekildikten sonra İsrail devletinin kurulmasıyla işgal süreci daha da yoğunlaştı, yüz binlerce Filistinli yurtlarından sürüldü, büyük can ve mal kayıpları yaşandı.

Screenshot_20231012_105539_com.opera.browser_edit_45384656290990.jpg

O sıralarda Filistin’in dörtte üçü İsrail kontrolüne girerken Batı Şeria, Ürdün kontrolüne, Gazze Şeridi de Mısır kontrolüne verildi.

İsrail, 19 yıl sonra, 1967’de Doğu Kudüs’ü de içine alan Batı Şeria’yı, Gazze Şeridi’ni, Sina Yarımadası’nı ve Golan Tepeleri’ni işgal etmişti.

İsrail ile Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) arasında 1993'te imzalanan Oslo Anlaşması’ndan sonra Kudüs hariç Batı Şeria ve Gazze Şeridi toprakları Filistin Yönetimi’ne verilmişti.


1697097133804.png
Yurtlarından edilen Filistinliler, Ürdün’deki mülteci kamplarında.


Balfour Deklarasyonu ile Trump’ın planı arasındaki benzerlik
Filistinli siyasi analist Vedi Ebu Nassar, AA muhabirine yaptığı açıklamada, “Balfour Deklarasyonu ile Trump’ın planı arasında şöyle bir benzerlik var:

Her ikisi de vadettikleri topraklara sahip değil. Buna rağmen söz konusu toprakları hakkı olmayan kişilere hediye olarak sunuyorlar.” dedi.


Nassar, İngiltere’nin Filistin’de Yahudilere verdiği toprakların sahibi olmadığı gibi Trump’ın da sahibi olmadığı Kudüs ve Batı Şeria’daki bazı kısımları verdiğini ifade etti.

Filistin uzman, bu adımlar her ne kadar İsrail lehinine görünse de “İslam dünyasının düşmanlığını kazanmasıyla” Tel Aviv’in zararının daha büyük olduğu değerlendirmesinde bulundu.
 

dinamickaygısız

Platin Üye
Katılım
18 Şub 2021
Mesajlar
6,838
Çözümler
1
Tepki puanı
955
Puanları
113
Konum
Türkiye
Cinsiyet
Erkek
Haklı konuma geçtiler, kanla daha çok toprak almasınlar. :honk:
 

Süreyya

Spákona
Platin Üye
Katılım
22 Mar 2020
Mesajlar
5,503
Tepki puanı
1,895
Puanları
113
Konum
Aorist
Cinsiyet
Kadın
Belfour deklarasyonuna gelene kadar neler yasanmisti?
Ingilizlere yardimci olan filistin halkin kacinilmaz sonu.
 
Üst Alt