Yaşlandıkça Sosyalleşmek Daha Zor Hale mi Geliyor?

Cherry

Elmas Üye
Katılım
17 Tem 2023
Mesajlar
15,224
Çözümler
1
Tepki puanı
4,351
Puanları
113
Konum
ab inferno
Cinsiyet
Kadın
content%2F5b0478d0-9755-4295-b241-41afe5c74ec1.jpeg


Genel olarak, insanların yaşlandıkça yavaş yavaş sosyallikten uzaklaştığına inanılır. Peki gerçekten de durum böyle mi, eğer öyleyse bu değişime ne sebep oluyor?

PLOS One'da yayımlanan yeni bir çalışma, yaş ve sosyallik arasındaki bağlantıya beynimizdeki değişimleri doğrudan inceleyerek ışık tutuyor. Bu yazıda, araştırmanın bulgularını ele alacağız.

Beyinlerimiz, başkalarıyla bağlantı kurmak ve etkileşimde bulunmak üzere programlanmıştır. Doğduğumuz andan itibaren, insanlarla kurduğumuz bağlantılar öğrenme ve gelişimimizde hayati bir rol oynar. Sosyal etkileşim; beynimizde ödül, empati ve duygu düzenleme ile ilgili bölgeleri harekete geçirir. Arkadaşlarınızla vakit geçirdiğinizde, beyniniz dopamin ve oksitosin salgılar; bu da kendinizi mutlu ve sosyal anlamda tatminkâr hissetmenizi sağlar. Aynı zamanda kortizol seviyeniz düşer, bu da stresi azaltır ve daha rahat hissetmenize yardımcı olur.

Beyinlerimiz yalnız bir hayat sürecek şekilde evrimleşmemiştir. İzolasyon, zihinsel ve fiziksel sağlığımız üzerinde ciddi olumsuz etkiler yaratır. Yalnızlık, kaygı ve depresyon belirtilerinin artmasına neden olabilir. Zamanla bu duygusal yük, vücutta kortizol seviyelerinin yükselmesine yol açar. Bu durum iltihaplanma, yüksek tansiyon ve kalp hastalığı riskinin artmasına neden olabilir. Kronik yalnızlık, sağlık açısından günde 15 sigara içmek kadar zararlıdır.

Yaş ilerledikçe sosyal ilişkileri sürdürmek daha da zorlaşır. Her üç yaşlı yetişkinden biri yalnızlık ve sosyal izolasyon yaşamaktadır. Emeklilik, sağlık sorunları veya bir eşin kaybı gibi yaşam değişimleri; insanlarla bağlantılarımızı sürdürmeyi güçleştirebilir. Eski alışkanlıklar terk edilir ve arkadaşlıkları sürdürmek ya da yenilerini kurmak daha fazla çaba gerektirir. Şimdiyse yeni bir çalışma, yaşlandıkça beyinde meydana gelen değişikliklerin bu sosyallik azalmasının arkasındaki neden olabileceğini öne sürüyor.

Singapur’daki Nanyang Teknoloji Üniversitesi’nden araştırmacılar, 20 ile 77 yaşları arasında yaklaşık 200 sağlıklı yetişkine ait beyin taramalarını derinlemesine analiz etti. Yaşa bağlı beyin bağlantılarındaki değişimlerin, sosyal davranışlardaki kaymaları nasıl açıklayabileceğini incelediler. Özellikle, belirli bir göreve odaklanmadığımız zamanlarda beynin farklı bölgelerinin birbiriyle nasıl iletişim kurduğunu ifade eden “dinlenme halindeki işlevsel bağlantılar” üzerinde durdular.

Bulgular oldukça çarpıcıydı: Yaşlandıkça, beynin iki kritik bağlantı ağında önemli değişiklikler meydana geliyordu. Limbik-insüler ve ventral dikkat-somatomotor ağlar içindeki bağlantılar yaşla birlikte güçleniyordu ve bu artan bağlantılar, sosyallikte azalma ile belirgin şekilde ilişkilendiriliyor. Öte yandan, frontoparietal ve "varsayılan mod" ağlarını içeren bağlantılar yaşla birlikte zayıflıyordu ve bu da yine daha düşük sosyallikle bağlantılıydı. Bu da beynin doğal yaşlanma sürecinin sosyal etkileşim kurma yetimizi doğrudan etkilediği anlamına geliyor!

Basitçe ifade etmek gerekirse, sosyal etkileşimlerimizin azalması yalnızca yaşlanmanın bir sonucu değil; beynimizdeki belirli ve ölçülebilir değişiklikler bu duruma önemli ölçüde katkıda bulunuyor.


İlginç bir şekilde, bu durum antropolog Robin Dunbar tarafından ortaya atılan "sosyal beyin hipotezi" ile de örtüşmektedir. Bu hipoteze göre, sosyal ilişkileri yönetme becerimiz beyin yapılarımızla yakından bağlantılıdır. Bahsedilen beyin bağlantıları zamanla daha az verimli hale geldikçe, geniş sosyal ağlar içinde yer alma kapasitemiz de doğal olarak azalır.

Beynimizdeki doğal nörolojik değişimleri anlamak, yaşlı yetişkinlerin sosyal stratejilerini uyarlamalarına önemli ölçüde yardımcı olabilir ve azalan sosyalliğin olumsuz etkilerini hafifletebilir.

Araştırmanın yazarları, gelecekteki çalışmalar için bu spesifik beyin ağlarını hedef alan müdahalelerin test edilmesini öneriyor. Bu tür hedefe yönelik yaklaşımlar, yaşlı bireylerde sosyalliği artırabilir ve genel olarak daha sağlıklı bir yaşlanma sürecini destekleyebilir.
Bu bulgular önemli ipuçları sunsa da, tam resmi yansıtmayabilirler. Öncelikle, katılımcıların çoğunluğunun genç yetişkinler olması bir sınırlamadır. Bilişsel değişimlerin daha belirgin hale geldiği yaşamın ilerleyen dönemlerinde gerçekleşen beyin değişiklikleri tam olarak yakalanmamış olabilir. Ayrıca, çalışma sadece Avrupalı katılımcıları içermektedir; bu da bulguların genellenebilirliği konusunda soru işaretleri yaratmaktadır. Çünkü sosyal davranış kültür tarafından derinlemesine şekillendirilir. İletişim ve duygusal ifade normları büyük ölçüde farklılık gösterebilir. Sosyallikte ve beyin bağlantılarında yaşanan değişiklikler, daha kolektivist toplumlarda farklı görülebilir.

Ayrıca, bu çalışmada sosyalliğin nasıl değerlendirildiği de önemlidir. Kişilerin kendi sosyal yaşamlarını nasıl algıladıklarını yansıtan, kendilerini değerlendirdikleri anketler her zaman gerçek davranışlarıyla örtüşmeyebilir. İnsanlar ruh hali, hafıza veya kişisel önyargılara bağlı olarak sosyal yaşamlarını hatalı bildirebilirler. Ayrıca, bu çalışmada doğrudan değerlendirilmeyen zihinsel sağlık ve kişilik özellikleri gibi diğer değişkenler de sosyalliği etkileyebilir. Kişilik yaşla birlikte değişiklik gösterebildiği için bu değişikliklerin sosyallik algısı ve deneyiminde rol oynamış olma ihtimali vardır.

Araştırma ekibi, yaşlı bireyleri ve onların bakım verenlerini bu beyin değişiklikleri hakkında bilgilendirmeyi amaçlayan psikoeğitimin önemine dikkat çekiyor. Bu konuda farkındalık, bireylerin yaşlandıkça daha aktif sosyal hayatlar sürdürmelerini ve daha iyi zihinsel ve duygusal sağlık geliştirmelerini sağlayabilir.

Yaşlanmak, sosyal hayatınızın bittiği anlamına gelmez. Yaşam koşulları ve beyindeki değişiklikler sosyalleşmeyi zorlaştırsa da anlamlı bağlantılar kurmaktan vazgeçmemelisiniz. Eski arkadaşlıkları yeniden canlandırmak, topluluklara katılmak ve yeni hobiler keşfetmek için biraz daha çaba sarf etmeniz yeterli. Sosyal olarak aktif kalmak, zihninizi ve bedeninizi sağlıklı tutmanın en etkili yollarından biridir!
 
Üst Alt