.Bu sokrat dayımız aslında bir apolloncudur, delphi'de en önemli apollon tapınağıdır, sokrates'in öğrencisinin öğrencisi olan aristo bir polimattır, ileri seviye bir gök bilimcidir vs vs uzar gider aristo kimdir nedir anlatmayım.
İş böyle olunca apollon zaten kehanet tanrısı ya ondan sebep o dönemde rahipler en bilge kişinin kim olduğu hakkında bildiklerini döktürürler, noktalar çizgiler ve en yüksek olasılıkla sokratesi gösterir, ancak bir kısım rahip sadece bu kehanetle sokrates'in bir bilge olmasını gerektirecek unsurların bir araya gelmediğini söyleyip bu kehanete karşı çıkarlar, diğerleri nasıl anlayacakları hususunda kararı karşı çıkan diğer gruba bırakır, efenim sonra bu kahinler dünyanın en bilge insanı olduğu haberini habercilerlerle sokrates'e iletirler, sokrates haberi alır almaz bu saçmalık der ve tabiri caizse semtin pazar yerine gidip insanlara "sence dünyanın en bilge insanı kim ?" diye sorar, bir kaç esnaf "sensin yaaaaa sokrates" desede sokrates abimiz hadi lan ordan deyip savuşturur, iş bu ki sokrates'in haberi aldıktan sonra aldığı bütün aksiyon rahiplere iletilir ve el birliği ile sokrates'in yaşan en bilge insan olduğu kanaatine varırlar.
Kehanet kısmına "eh üfürük işte" deyip geçmeyin, iskenderiye feneri ile parmak hesabı yapıp , dünyanın çapını söyleyen kahinler bunlar, şimdi ki hesapla tahminleri afaki farkla isabetlidir.
Buradan delphi kahinlerinin özünde bir mevlevi olabileceği kanaatine bile varırız, La hecesi, meşhur "bilen söylemez, söyleyen bilmez" aforizması. Her neyse, yaşayan en bilge insan bilgeler çağında sokratesmiş, her hangi bir yazılı kaynak bırakmamış, sadece ağzından en sık dökülen iki kelime delphi tapınağının girişine söylenene göre altın harflerle yazılıdır, ez cümle "kendini bil" manasına gelir.
madem öyle ileri gidelim, o dönemde en popüler kehanet elementlerle yapılan cinsiydi, bu kehanet türünden simya, sonra kimya, hatta sonra astronomi, sonra diğer pozitif bilimler. Sokrates ve aristo da birer simyagerdi, ne isimler sayarım hadi oradan dersinizde örnek olarak aristo mantığı kitabı üzerine işlenmiş bir simya sembolü, şap işaretidir. figür doğulu batılı olarak değişsede çizgiler değişmez.

0konuyu dağıtıyorum ve iddia ediyorum bilgeler ya işsizdir ya da izole bir işte çalışırlar, örneğin tales zeytinlikleri yedi sülalesine yetermiş, göğe baka baka kafayı yemişte ondan sonra "tales gökyüzüne bakmaktan, ayağının altındakileri unuttu" denildiği bile söylenegelir, ancak çileci grup olan araplar, museviler, hintliler, budistler ve uzak doğu öğretileri zaman yaratan iş konusunda uzlaşmışlar, en izole işlere kutsiyet atfetmişlerdir. Hz. Muhammed dededen ticaretçi ancak çobanlık yaptığı biliniyor, Hz İsa avcıydı ki o zamanlar en yüksek saygınlık avcılar ve çobanlara aitti, çoban kişinin malını ve servetini güden ve onları artıran güvenilir yönetici/hukukçu figürünü temsil ederken, avcı kanun ve cezayı/kolluk temsil eder. Musa peygamber zaten şuayb'ın çobanıymış düşünün işte. Yoksa musa tur'u , Hz Muhammed Hira'yı nasıl keşfetsin. Bizim hala oğlu da böyle antik yerleri çok bulur kazar felan, oda çoban. Ölü deniz yazmalarıda bir çobanın elinden alındı misal.
yani doğu mistizmi batı mistizmine göre biraz sefildir, bununla da övünürler ki haklılar, batılıların en bilgini bizden olsun einstein olsun, oda zürih patent ofisinde camdan bakıp hayal kurarken görelilik hesabını yapmış, manyak, tamam holokost falan sıkıntılı işler ama isviçre de totosu rahatmış paşamızın, zaten fakir aşkenaz yokturdaa neyse. Masonik öğretilerde fakirlerin neden aydınlanamadığını anladınız umarım. Doğu'dan örnek vermedin derseniz, say say bitmez ama bir iki isim vereyim, ibni sina, farabi,sibernetiğin babası el cezeri, harezmi var ki cebiri ve 0 sayısını matematiğe babasının hayrına bağışlamış, asıl işini bilen bilir, örümceği ve usturlabı cebiri doğurdu.
Neyse görebileceğiniz gibi çileciler ve varlıkçılar yarışır dünyada bilim ve sanatta, ancak götü boklu masonlara hiram ustanın duvar örmekten canı çıkarken, öğle paydosu seromonileri arasında eşcinsel grup sex partileri varmıydı merak ediyorum, sorunca hag huk ediyolar boyuna , bi boktan haberleri yok.
+ Sokrates'te bu anlattığım çileci manyaklardan biriymiş aldığı kararlara bakarsak, hiç bir şey bırakmaması bile çok şey ifade eden peygamberimsi filozoftur kendisi, diyojende yokluk demiş ,bu da, o da.
bu arada kuzeyli çoban kadınların hayvanları nasıl çağırdığını duydunuz mu ? kulning.
View: https://www.youtube.com/watch?v=KvtT3UyhibQ
İş böyle olunca apollon zaten kehanet tanrısı ya ondan sebep o dönemde rahipler en bilge kişinin kim olduğu hakkında bildiklerini döktürürler, noktalar çizgiler ve en yüksek olasılıkla sokratesi gösterir, ancak bir kısım rahip sadece bu kehanetle sokrates'in bir bilge olmasını gerektirecek unsurların bir araya gelmediğini söyleyip bu kehanete karşı çıkarlar, diğerleri nasıl anlayacakları hususunda kararı karşı çıkan diğer gruba bırakır, efenim sonra bu kahinler dünyanın en bilge insanı olduğu haberini habercilerlerle sokrates'e iletirler, sokrates haberi alır almaz bu saçmalık der ve tabiri caizse semtin pazar yerine gidip insanlara "sence dünyanın en bilge insanı kim ?" diye sorar, bir kaç esnaf "sensin yaaaaa sokrates" desede sokrates abimiz hadi lan ordan deyip savuşturur, iş bu ki sokrates'in haberi aldıktan sonra aldığı bütün aksiyon rahiplere iletilir ve el birliği ile sokrates'in yaşan en bilge insan olduğu kanaatine varırlar.
Kehanet kısmına "eh üfürük işte" deyip geçmeyin, iskenderiye feneri ile parmak hesabı yapıp , dünyanın çapını söyleyen kahinler bunlar, şimdi ki hesapla tahminleri afaki farkla isabetlidir.
Buradan delphi kahinlerinin özünde bir mevlevi olabileceği kanaatine bile varırız, La hecesi, meşhur "bilen söylemez, söyleyen bilmez" aforizması. Her neyse, yaşayan en bilge insan bilgeler çağında sokratesmiş, her hangi bir yazılı kaynak bırakmamış, sadece ağzından en sık dökülen iki kelime delphi tapınağının girişine söylenene göre altın harflerle yazılıdır, ez cümle "kendini bil" manasına gelir.
madem öyle ileri gidelim, o dönemde en popüler kehanet elementlerle yapılan cinsiydi, bu kehanet türünden simya, sonra kimya, hatta sonra astronomi, sonra diğer pozitif bilimler. Sokrates ve aristo da birer simyagerdi, ne isimler sayarım hadi oradan dersinizde örnek olarak aristo mantığı kitabı üzerine işlenmiş bir simya sembolü, şap işaretidir. figür doğulu batılı olarak değişsede çizgiler değişmez.

0konuyu dağıtıyorum ve iddia ediyorum bilgeler ya işsizdir ya da izole bir işte çalışırlar, örneğin tales zeytinlikleri yedi sülalesine yetermiş, göğe baka baka kafayı yemişte ondan sonra "tales gökyüzüne bakmaktan, ayağının altındakileri unuttu" denildiği bile söylenegelir, ancak çileci grup olan araplar, museviler, hintliler, budistler ve uzak doğu öğretileri zaman yaratan iş konusunda uzlaşmışlar, en izole işlere kutsiyet atfetmişlerdir. Hz. Muhammed dededen ticaretçi ancak çobanlık yaptığı biliniyor, Hz İsa avcıydı ki o zamanlar en yüksek saygınlık avcılar ve çobanlara aitti, çoban kişinin malını ve servetini güden ve onları artıran güvenilir yönetici/hukukçu figürünü temsil ederken, avcı kanun ve cezayı/kolluk temsil eder. Musa peygamber zaten şuayb'ın çobanıymış düşünün işte. Yoksa musa tur'u , Hz Muhammed Hira'yı nasıl keşfetsin. Bizim hala oğlu da böyle antik yerleri çok bulur kazar felan, oda çoban. Ölü deniz yazmalarıda bir çobanın elinden alındı misal.
yani doğu mistizmi batı mistizmine göre biraz sefildir, bununla da övünürler ki haklılar, batılıların en bilgini bizden olsun einstein olsun, oda zürih patent ofisinde camdan bakıp hayal kurarken görelilik hesabını yapmış, manyak, tamam holokost falan sıkıntılı işler ama isviçre de totosu rahatmış paşamızın, zaten fakir aşkenaz yokturdaa neyse. Masonik öğretilerde fakirlerin neden aydınlanamadığını anladınız umarım. Doğu'dan örnek vermedin derseniz, say say bitmez ama bir iki isim vereyim, ibni sina, farabi,sibernetiğin babası el cezeri, harezmi var ki cebiri ve 0 sayısını matematiğe babasının hayrına bağışlamış, asıl işini bilen bilir, örümceği ve usturlabı cebiri doğurdu.
Neyse görebileceğiniz gibi çileciler ve varlıkçılar yarışır dünyada bilim ve sanatta, ancak götü boklu masonlara hiram ustanın duvar örmekten canı çıkarken, öğle paydosu seromonileri arasında eşcinsel grup sex partileri varmıydı merak ediyorum, sorunca hag huk ediyolar boyuna , bi boktan haberleri yok.
+ Sokrates'te bu anlattığım çileci manyaklardan biriymiş aldığı kararlara bakarsak, hiç bir şey bırakmaması bile çok şey ifade eden peygamberimsi filozoftur kendisi, diyojende yokluk demiş ,bu da, o da.
bu arada kuzeyli çoban kadınların hayvanları nasıl çağırdığını duydunuz mu ? kulning.
View: https://www.youtube.com/watch?v=KvtT3UyhibQ
Son düzenleme: