Chen

🇵🇸
Forum Sorumlusu
Katılım
9 Ocak 2020
Mesajlar
44,322
Çözümler
4
Tepki puanı
12,913
Puanları
113
Konum
.
Cinsiyet
Kadın
●Bu haftanın manevi eğitim konusu ;

Hanne annemizin Rabbimize kayıtsız şartsiz cocugunu adamasi ,
Keşke sozunun tefsirlerdeki açiklaması,


Hz.Isa as.o zamanki bozulmuş toplumun ahlak anlayışlarina karşın ders verici yüksek ahlakı( gençlerimizin bu gunku bozulmus davranışlarıni düsünebiliriz ),gibi konu başliklariyla dikkatimizi buralara yoğunlaştıralim ins .



BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM


Meryem S .16-21ayetler:
Mûcizevî olaylarla dolu olan Meryem sûresinin başlangıcında bir giriş olarak Zekeriyyâ aleyhisselâm ile oğlu Yahyâ’nın kıssaları kısaca anlatıldıktan sonra, bu bölümde sûrenin asıl konusu olan Hz. Meryem’e geçilmektedir.



☆☆Hz.Meryem in kunyesini tanıyalim;


Âl-i İmrân sûresinin 33. âyetinde Âdem'in, Nuh'un, İbrahim ailesiyle İmrân ailesinin seçilip âlemlere üstün kılındığı belirtilmektedir. Aynı sûrenin 35. âyetinde İmrân'ın karısının0 doğacak çocuğu Rabbine adadığını ve ona Meryem adını verdiğini bildiren kısımdan ve Tahrim sûresinde (12.ayetiyle) "İmrân kızı Meryem" ifadesinden anlaşıldığına göre, İmrân ailesinden maksat Hz. Meryem ile oğlu İsâ'dır.
Annesinin adi Hannedir.Uzun zamanlar çocukları olmamıs ve bu özlemle çocugu olunca mabede adamaya niyet etmiştir.Çünku o zamanlar da Yahudiler tahrif edilmis Tevrati dagıtıyorlardi.


Hanne annemiz bu olaylarin Yaraticimizin sozunun aksi oldugunu dusunerek bir oğlum olursa mabedde asıl Tevrata hizmet eden Zekeriyya as.birlikte olmasini istiyordu.Ama kızı olunca niyetini yine bozmadan Beytul Makdis' e verdi.Nesillerin inşası anne karnindan başlamaktadır.Hanne annemiz zulum altında olan o gunun toplumunda birey olarak çocuk dogurup cihad ibadetine adamayı vaad ederek Rabbiyle anlaşma yapmıştır.Sözü üzere de durmuş ve İsa as.nesli şereflenmiştir.

Meryem S.21.ayet ;
Beytül Makdisde hep ibadetle mesgul olan Hz .Meryem 'e birgun bir melek gelir.


Bâkire bir kızın babasız bir çocuk dünyaya getirmesi anlatılmaktadır. Daha ana rahminde iken annesi tarafından mâbede adanmış olan Hz. Meryem, çocukluğundan itibaren mâbedin doğu yönünde tenha bir köşede bulunuyor ve vaktini ibadetle geçirmekteydi. İnsanlar tarafından rahatsız edilmeden kendini tam anlamıyla ibadet ve tefekküre verebilmesi için bulunduğu yeri bir perde ile ayırmıştı. 16. âyette ifade edilen doğu tarafından maksat Kudüs’teki Beyt-i Makdis’in doğu tarafıdır.
Müfessirler 17. âyette Allah tarafından gönderildiği bildirilen “ruh”un Cebrâil olduğu kanaatindedirler (İbn Âşûr). Hz. Meryem bu yalnızlık köşesinde mâbedde veya evinde bulunduğu bir sırada yüce Allah ona çocuk bağışlamak üzere Cebrâil’i göndermiş, Meryem’in meleği asıl şekliyle algılaması mümkün olmadığı için, onu eli yüzü düzgün bir insan kılığında göstermiştir. Bununla birlikte Meryem bu gelenin kendisine bir kötülük edeceğinden korktuğu için ondan Allah’a sığındığını ifade etmiştir. Daha sonra gelenin melek olduğunu ve kendisine Allah tarafından bir bebek bağışlamak üzere geldiğini anlayınca rahatlamış, bu defa bâkire ve iffetli olan bir kızın nasıl çocuğu olacağını merak ederek bunu sormuştur. Allah Teâlâ, insanlara kudretini gösteren bir mûcize (âyet) olmak üzere Hz. Îsâ’yı baba faktörü olmaksızın yaratmış ve insanlar için bir rahmet olsun diye onu peygamber olarak görevlendirmiştir. Babası olmaksızın bir çocuk yaratmak Allah için son derecede kolaydır. Çünkü O, bir şeyin olmasını istediği zaman ona ‘ol’ der, hemen oluverir (Âl-i İmrân45-47, 59).


Meryem S .22 .ayet ;
Neticede Allah Cebrail as. vasıtasıyla ruhu üfleyince Meryem hamile kaldı ( Enbiyâ 91; Tahrîm 12). Tefsirlerde hamilelikle ilgili olarak bir saat ile dokuz ay arasında farklı sürelerden söz edilmiş olmakla birlikte (Râzî) çoğunluk sürenin dokuz ay olduğu kanısındadır (İbn Kesîr). Çocuk ana rahminde büyüyüp gelişmeye başlayınca Meryem, insanların kendisini kınayacağından endişe ettiği için, durumu ailesinden gizlemek maksadıyla uzak bir yere çekilerek bir müddet hamileliğini gizledi.


Meryem S.23.ayet ;
Hamilelik süresi bitip de doğum sancıları başlayınca Meryem bir hurma ağacının altına sığındı. Bir taraftan doğum sancılarıyla kıvranırken, diğer taraftan da insanların kendisinin günahsız olduğunu kabul etmeyeceklerini düşünerek tedirgin oluyordu. Zira daha önce kavmi onu erdemli, iffetli bir kız olarak tanımıştı; şimdi ise onların gözünde gayri meşrû bir çocuk doğuran biri olarak tanınabilirdi. Dolayısıyla büyük bir üzüntüye kapılarak, “Keşke bundan önce ölseydim de unutulup gitseydim!” diyerek, Hz. İsa’nın babasız doğumunu diline dolayanlara karşı üzüntülerini dile getirip iffetli bir cennet kadını iffet duygusunun ağır bastığı göstergesidir. İbni Kesîr şöyle der: "Bu buyrukta fitne halinde ölümü temenni etmenin caiz olduğuna delil vardır."



•Keşke sözunun tefsirlerde aciklamasi : Bir temenni sözüdür. Hazreti Âdem'den (a.s.) bize kadar dilden dile, gönülden gönüle dolaşıp duran ve bizden sonra da kıyamete hattâ öteki âleme kadar intikal edecek olan, belki sadece cennetliklerin Cennetin kapısında çıkarıp atacakları fıtratımıza yerleşmiş bir sözdür. Keşke demeyen yok gibidir. Kimisi çoğu zaman bir pişmanlığın akabinde keşke der inler. Bir başkası, henüz tahakkuk etmemiş olsa da gerçekleşmesini çok istediği şeyleri hatırlamakla telaffuz eder o hasret kelimesini. Bir diğeri, umduğunu bulamama, vaktini ve ömrünü değerlendirememe inkisarıyla dillendirir onu. Pek çokları, elindekilerle tatmin olmaz da daha iyi imkânlar, daha fazla dünyalık arzu ve isteğiyle refah, rahat ve lüks boyalı keşkeler seslendirir. Ve topyekün beşer, kıymetini bilemediği, elinden kaçırdığı nimetleri sonradan yâdeder; iç burukluklarını keşke hicranlarıyla mırıldanır.
Bu çeşit ifadelerin çoğu, İslâm nazarında, kaderi tenkit anlamı taşıyan ve
hoş olmayan sözlerdir.


Hz.Meryem validemiz de içinde bulundugu durumun zorlugunu ahiret ummetine anlatmak olarak icinden gecirmiş ve mahşere kadar okunan bu sure bizlere ışık olmuştur.

Meryem S. 24-27.ayetler ;
Yüce Allah, Meryem’in üzüntüsünü gidermek ve acılarını dindirmek için onu teselli etmiş ve nimetlerini hatırlatmıştır; onun için çıkardığı kaynak suyundan içecek, meyve vermesini sağladığı hurmadan da yiyecektir. “Altında bir su kaynağı yaratmıştır” şeklinde çevrilen kısmı “Senden Îsâ’yı yaratıp çıkarmıştır” şeklinde de çevrilmistir (Şevkânî).
Meryem S .29-33 .ayetler ; Hz. Meryem kavminin, “Gerçekten sen çirkin bir şey yaptın!” şeklindeki ağır ithamına (âyet 27) cevap vermedi; ( Meryem validemizin susma orucu )olayı çocukla konuşmaları için ona işaret etti. Fakat onlar, “Beşikteki bebekle nasıl konuşalım?!” diyerek hayretlerini ifade ettiler. Bunun üzerine çocuk dile geldi ve bu âyetlerde geçen cevabı verdi. Yüce Allah, hıristiyanların gelecekte Hz. Îsâ’ya ilâhlık yakıştıracaklarını bildiği için, burada ona her şeyden önce Allah’ın kulu olduğunu söyletti. Böylece Hz. Îsâ kendisinin bir ilâh değil bir kul ve bir peygamberp olduğunu, ilâhî varlığın üç öğesinden biri olmadığını ilân etmiş oldu. Kendisinin namaz, oruç ve benzeri kulluk görevlerini yerine getirmekle yükümlü kılındığını, diğer insanlar gibi doğduğunu, yaşayacağını, öleceğini ve kıyamet vakti geldiğinde tekrar diriltileceğini ifade etti. Bu ifadelerden namazın, (vakitleri ve rek’at sayıları gibi şeklî yönlerinde farklılıklar bulunsa da) en azından Hz. İbrâhim’den sonra peygamberler geleneğinde mevcut bir ibadet olduğu anlaşılmaktadır.
Hz. Îsâ’ya verilen kitaptan maksat İncil’dir. Âyetin “O, bana kitabı verdi ve beni peygamber yaptı” anlamına gelen kısmı için, Îsâ’nın bu sözü söylediği sırada peygamber kılındığı ve kendisine kitap verildiği yorumunu yapanlar varsa da bu yorum zayıf bulunmuştur. Bu sözden, daha bebek iken yaptığı konuşmada Allah’ın ezelde kendisi için peygamberliği ve kitap verilmesini takdir ettiğini açıklamasının istendiği anlaşılmaktadır (Şevkânî,). Hz. Îsâ babasız olarak bakire bir anadan dünyaya geldiği için, “Allah beni ana babama saygılı olmayı emretti” dememiş, sadece “Anneme saygılı olmayı emretti” demiştir. 14. âyette Hz. Yahyâ’dan söz edilirken “Ana babasına çok iyi davranırdı” dendiği halde aynı tema Hz. Îsâ açısından işlenirken “Anneme saygılı kıldı” denmesi onun babasız dünyaya geldiğine işaret eder. Nitekim Kur’an-ı Kerîm’de hep Meryem oğlu Îsâ olarak anılmıştır.
30-33. âyetlerde Hz. ☆İsâ’nın as.başlıca nitelikleri şöyle sıralanmaktadır.
1. Sonradan Hıristiyan dünyasının iddia edeceğinin aksine o Yaratıcının oğlu değil, kuludur.
2. Aynı zamanda kendisine kitap verilmiş bir peygamberdir.
3. Her yerde mübarek bir şahsiyet olarak bilinecektir.
4.Her mümin gibi namaz, zekat vs. ibadetlerle mükelleftir.
5. Annesine saygılıdır.
6. Zorbalık yapmaz.
7. İsyankâr (şakıy) değlidir.
 

pumpkin

kabaktan dönenin kaşığı kırılsın
Elmas Üye
Katılım
7 May 2020
Mesajlar
10,113
Tepki puanı
2,225
Puanları
113
Konum
Kreş
Cinsiyet
Kadın
Ol der olur’un hz isayı anlattığını şu an öğrenip aydınlandımmm
 
Üst Alt