İsmet Özel Amentü Şiir Tahlili

Chen

🇵🇸
Forum Sorumlusu
Katılım
9 Ocak 2020
Mesajlar
44,361
Çözümler
4
Tepki puanı
12,946
Puanları
113
Konum
.
Cinsiyet
Kadın

Teması: Materyalizm ile İslam coğrafyasındaki düşünce hareketliliği sonucu meydana gelen gel – gitler.

Başlık: Amentü. Amentü Arapça “ inandım “ anlamına gelen kelimedir. Allah’a, meleklere, kitaplara, peygamberlere ve kadere inanmak anlamı taşır. Şiirin başlığı şiir hakkında bilgi vermektedir.

Şiirin ilk üç dizesinde “ İnsan/ eşref- i mahlûkattır derdi babam/ bu sözün sözler içinde bir yeri vardı “ mısraları yer alıyor. Burada bu sözün çocukluk yıllarında duyulduğu fakat anlam verilemediği anlamı vardır. Bu sözler, o dönemde henüz hakikatine erişememiştir. İlk kısım “su ve ateş ve toprak/ yeniden yorumlandı” diye bitiyor. Eylül, fizyolojik anlamda yorgunluğun ifadesidir. Eylül ayında doğada ağaç yaprak döker ve tabiat görevini yaptığı için yorgundur. Şair de yorulmuş ve intihara teşebbüs etmiştir.

Çıvgın: Kavga

Çıban: Sefalet

Reklam: Emperyalizm sembolüdür.

“kararmış rakamlar“ ifadesi ile anlatılmak istenen insanların bağlarını sadece paraya endekslemesidir. Damardan kan yerine kelime akması kısmında kan, küfrü; kelime, imanı sembolize eder. Su ve ateş ve toprak kısmında ise Anasır- ı Erbaa’dan söz edilmektedir.

Şiirin ikinci kısmı “Dilce susup/ bedence konuşulan bir çağda“ dizeleriyle başlar ve “Tokat/ aklıma bile gelmezdi/ babam onbeşli olmasa.“ dizeleriyle sonlanır. Bu kısımda beden dili kullanımının fazla yaygınlaşması ve dil ile iletişimin önüne geçmesinden bahsediliyor. Şiir dili yerine beden dili tercih edilmesinden dolayı şair, kendinin de anlaşılamayacağından yakınmaktadır.

Fücur: Günahkarlık, edepsizlik terimlerinin genel adıdır. Dünya fücur kanatlı bir kuşa benzetilerek artık yaşanılmaz bir yer haline geldiğinden bahsedilmektedir.

Yanık yağ: Mazot artığının adıdır. Yapı denilerek insanların yaşam alanı kastedilmiştir. Bu dizelerde çarpık kentleşme, havanın ve çevrenin kirletilmesi üzerinden modern dünya hicvedilmiştir.

Rahm: İnsanları büyüten ve yetiştiren ortam anlamına gelmektedir. Rahmi açıklamak için belgelere ihtiyaç duyulduğunun söylenmesinde ironi vardır. Şair burada dehayı ötelediğini, belgelere ihtiyaç duyduğunu çünkü belgelerin nesnel olduğunu söylüyor. Belge, mühür çağdaş terimlerdir. Şair, insani değerlerle yönetilen dünyaya duyduğu özlemi vurgulamaktadır.

Gençken alaturka vakitlerden habersiz olduğu söylemi gençken imanlı olmadığı anlamına gelir. Alaturka vakitlerden kasıt Saatleri Ayarlama Enstitüsü’nde de var olan ezanî saatlerdir. Yine gençken yazgı kelimesinin kendini kötü hissettirdiğini söylemektedir. Fatalizmi (kadercilik) yanlış bir kelime olarak duyup algılamaktadır.

Tokat kelimesinin şiirde iki anlamı vardır.

  1. İmanın kendisine bir tokat gibi çarpması
  2. Şehir ismi
Onbeşli kelimesi bildiğimiz türküye göndermedir. İsmet Özel’in babası hem Balkan Savaşı’na katılmış hem de İstiklâl Harbi’ni görmüş bir gazidir ve Balkan Savaşı’nda tam on beş yaşındadır.

Şiirin üçüncü kısmı “Meyan kökü kazarmış babam kırlarda/ ben o yaşta koltuğumda kitaplar“ dizeleriyle başlayıp “ Forbes firmasına satan/ babamdı. “ dizeleriyle bitiyor.

Şair bu kısımda babasının mesleğini söylemiştir, gençliğini tasvir etmiştir. Andre Gide Nobel ödüllü Fransız bir yazardır. “Duyumsuyorum o halde varım.“ görüşünün savunucularındandır. Andre Gide o dönemde resmi ideoloji ile ters düşmektedir.

Kar yağarken kirlenen bir şeydi benim yüzüm kısmında bahsedilen kirlilik manevi bir kirliliktir. Kar yağarken yüzün kirlenmesi şiirde sapma anlamına gelir. Okuyucunun zihninde beklentiyi terse düşürür ve modernist şiirin unsurlarındandır.

Üçüncü kısmın sonunda Marksist ideoloji göndermesi ve babaya isyan vardır. Baba Balkan Savaşı’nı ve İstiklal Harbi’ni görmüş bir gazi olmasına rağmen emeğini Forbes firmasına satarak emperyalizme hizmet etmektedir ve emperyalizme hizmet amentü tabiatına aykırıdır.

Şiirin dördüncü kısmı “Budur/ İşte bir daha korkmamak için korkmaz görünen korku“ dizeleriyle başlar ve “babam/ seferberlikte mekkâredir.“dizeleriyle sona erer.

Bu kısım yine ideolojik bir kısımdır. Modern mimarinin şehri bayındır göstermediği savunulur ve modern giyimin bir aldatmaca olduğunu anlatılır. Resmi ideolojiyle amentünün ters düştüğünden ve resmi ideolojinin elinde bir haç taşıdığından ve özünü kaybettiğinden bahseder.

Solgun evler, ölü bir dağ, iyice solmuş dudak olumsuzluk metaforlarıdır ve ihtilal haberidir.

Nisan ayı aydınlık habercisidir. Yazın gelişini simgeler ve mevsimsel olarak diriliş ayıdır. Şahlanan grevler diyerek yaklaşan 1 Mayıs İşçi Bayramı’na vurgu yapılmaktadır. Dördüncü kısmın kalanında yine ironi hakimdir. İktidar sahiplerinin işçilere kötü davrandığından fakat işçilerin haklarını alacaklarından bahsediyor. Mekkâre kelimesi hayvanla yük taşımacılığı yapan kimse anlamına gelmektedir.

Şiirin beşinci kısmı “İnsanın/ gölgesiyle tanımlandığı bir çağda“ dizeleriyle başlar orta kısmında bir marş bulunur ve “polistir babam/ Cumhuriyetin bir kuludur.“ dizeleriyle sona erer.

Şair bu dizelerde varlık sancısı çekmektedir. Babası ile iletişiminde sesinin marş sesi gibi olması gerektiğini savunmaktadır ve bir marş yazmıştır.

Marşın birinci dörtlüğünde Türkiye’de Müslümanlığın Hristiyanlığa benzetilmeye çalışıldığından bahsediyor. Her yer dediği Türkiye’dir.

Marşın ikinci dörtlüğünde cihad çağrısı yapmaktadır.

Beşinci kısmın kalanında İstiklal Harbi’nin kazanıldığını, ezanın Türkçe okunduğunu söyler. Babasını cumhuriyetin kulu olarak niteler ve amentüye ters düştüğünü savunur.

Şiirin altıncı kısmı “bense/ anlamış değilim böyle mecralardan“ dizeleriyle başlayıp “ fly Pan – Am/ drink Coca – Cola“ dizeleriyle biter.

Bu dizelerde XI . yüzyılda yaşamış İngiltere Dük’ünün karısı Godiva’dan bahsediliyor. O dönemde Dük, halkına zulmetmektedir. Godiva halka zulmetmemesi gerektiğini söyler. Dük ise Godiva ile bir anlaşma yapar. Godiva çıplak bir şekilde atın üzerinde sokaklarda dolaşacaktır. Halk Godiva’ yı sevmektedir, önceden tembihlenirler ve herkes evine girip perdelerini kapatır. Tom adındaki biri perdeyi açıp bakmak istediğinde kör olur. İsmet Özel, artık Godiva gibilerin kalmadığından bahseder.

İsmet İnönü döneminde kıtlık yüzünden ekmeğin karneyle verilmesi sorununa değinilmiştir. İsmet Özel paraya önem vermediğini, helal yediğini ve nakışsız yani gösterişsiz yaşadığını söylemiş ve cömert olduğunu savunmuştur. Bu da tasavvuf inancındaki fenafillah ile özdeşleşir. “fly Pan – Am/ drink Coca – Cola“ kısmı ise yine ironidir.

Şiirin yedinci kısmı “Tutun ve yüzleştirin hayatları/ biri kör batakların çırpınışında kutsal“ dizeleriyle başlayıp “nedir ki o katı şey/ ki gücü/ gönlün dağdağasını durduracak?“ dizeleriyle sonlanır.

Bu kısımda bataklık – kutsallık tezatı vardır. Şair bataklıkta çırpınmayı kutsamıştır.

Toplu ölümlerle bahsedilen şey modern dünyanın insanı değersiz kılmasıdır.

Kalan kısımda çocuk saflığı temsil eder. Düzgün yaşamın nerede olduğunu sorgular ve kokuşmuş hayatta çocuğumuzu nasıl yetiştireceğimizi sorar: Parti broşürleri ile mi yoksa kafiyeler ile mi?

Şiirin sekizinci ve son kısmında Anasır- ı Erbaa’ya kendini de dahil eder. İnsan olmadan dört unsurun bir anlam ifade etmeyeceğini vurgular.

Pişirilmiş çamur ile insan kast edilmektedir çünkü insan topraktan yaratılmıştır. Bir Mevlana göndermesi vardır. “Hamdım, yandım, piştim.“ Şair gövdesini alemlere zerk ederek insanın doğa ile birleşmesini vurgulamıştır.

Şiir eşref – i mahlûkat sırrına ulaşma ile sona erer.

KAYNAKÇA:

İsmet, Özel. ( 2015 ). Erbain. İST: Tiyo Yayınları.

İsmet, Özel. ( 2015 ). Erbain. İST: Tiyo Yayınları. İsmet, Özel. ( 2011 ). Şiir Okuma Kılavuzu. İST: Kitapyurdu Yayınları.
 
Üst Alt