Âsheghân, âsheghân tâze be tâze az bahâran che khabar
(Aşıklar, aşıklar taptaze; bahardan ne haber?)
Az bahâr, az gol o bâgh o bou-ye bârân, che khabar
(Baharın kendisinden, çiçekten, bahçeden ve yağmurun kokusundan ne haber?)
Cheshm agar az ghamet bepoushi
(Gözlerini kederinden gizlesen bile,)
Sar agar az khazân barâri
(Başını sonbahardan kaldırıp uzaklaşsan bile)
Sad hezârân javâne dâram
(Benim içimde yüz binlerce tomurcuk var,)
Dar havâyam agar bebâri
(Yeter ki üzerime yağasın (rahmetinle / sevginle))
Âsheghân, âsheghân tâze be tâze az bahâran che khabar
(Aşıklar, aşıklar taptaze; bahardan ne haber?)
Az bahâr, az gol o bâgh o bou-ye bârân, che khabar
(Baharın kendisinden, çiçekten, bahçeden ve yağmurun kokusundan ne haber?)
Bekhân zir-e bârân ke yâr-e to-am
(Yağmur altında şarkı söyle, çünkü senin yârınım ben)
To eyd-e mani, man bahâr-e to-am
(Sen benim bayramımsın, ben de senin baharınım)
Agar shab tir mizanad, nayoftâde-am
(Gecenin okları üzerime yağsa bile, yıkılmam ben)
Ke dar sâye-sâr-e to-am
Çünkü senin gölgende dinleniyorum.
Begu bâ zamin o zamân
(Söyle toprağa ve zamana:)
Ke tâ âkharin nafas bî-gharâr-e to-am
(Son nefesime kadar seninle huzursuzum, kıpırtısız duramam senden uzakta.)
To dar shab-e man javâne-ye nuri
(Sen, benim gecemde bir ışık tomurcuğusun.)
Bekhand
(Gülümse...)
Biyâ ke marâ, namânde saburi
(Gel artık bana çünkü bende sabır kalmadı)
Be sher-e shabâne, be bâgh-e zamâne
(Gece şiirine, zamanın bahçesine,)
To 'atr-e bahâri
(Sen baharın ta kendisi, onun kokususun.)
Khoshâ to bekhandi
(Ne güzel gülümsüyorsun,)
Khoshâ to bekhâni
(Ne güzel şarkı söylüyorsun)
Khoshâ to bebâri
(Ne güzel yağmur gibi yağıyorsun (varlığınla bereket getiriyorsun).
Âsheghân, âsheghân tâze be tâze az bahâran che khabar
(Aşıklar, aşıklar taptaze; bahardan ne haber)
Az bahâr, az gol o bâgh o bou-ye bârân, che khabar
(Baharın kendisinden, çiçekten, bahçeden ve yağmurun kokusundan ne haber?)
Şu küçük reelste şarkının bir bölümü var
(Aşıklar, aşıklar taptaze; bahardan ne haber?)
Az bahâr, az gol o bâgh o bou-ye bârân, che khabar
(Baharın kendisinden, çiçekten, bahçeden ve yağmurun kokusundan ne haber?)
Cheshm agar az ghamet bepoushi
(Gözlerini kederinden gizlesen bile,)
Sar agar az khazân barâri
(Başını sonbahardan kaldırıp uzaklaşsan bile)
Sad hezârân javâne dâram
(Benim içimde yüz binlerce tomurcuk var,)
Dar havâyam agar bebâri
(Yeter ki üzerime yağasın (rahmetinle / sevginle))
Âsheghân, âsheghân tâze be tâze az bahâran che khabar
(Aşıklar, aşıklar taptaze; bahardan ne haber?)
Az bahâr, az gol o bâgh o bou-ye bârân, che khabar
(Baharın kendisinden, çiçekten, bahçeden ve yağmurun kokusundan ne haber?)
Bekhân zir-e bârân ke yâr-e to-am
(Yağmur altında şarkı söyle, çünkü senin yârınım ben)
To eyd-e mani, man bahâr-e to-am
(Sen benim bayramımsın, ben de senin baharınım)
Agar shab tir mizanad, nayoftâde-am
(Gecenin okları üzerime yağsa bile, yıkılmam ben)
Ke dar sâye-sâr-e to-am
Çünkü senin gölgende dinleniyorum.
Begu bâ zamin o zamân
(Söyle toprağa ve zamana:)
Ke tâ âkharin nafas bî-gharâr-e to-am
(Son nefesime kadar seninle huzursuzum, kıpırtısız duramam senden uzakta.)
To dar shab-e man javâne-ye nuri
(Sen, benim gecemde bir ışık tomurcuğusun.)
Bekhand
(Gülümse...)
Biyâ ke marâ, namânde saburi
(Gel artık bana çünkü bende sabır kalmadı)
Be sher-e shabâne, be bâgh-e zamâne
(Gece şiirine, zamanın bahçesine,)
To 'atr-e bahâri
(Sen baharın ta kendisi, onun kokususun.)
Khoshâ to bekhandi
(Ne güzel gülümsüyorsun,)
Khoshâ to bekhâni
(Ne güzel şarkı söylüyorsun)
Khoshâ to bebâri
(Ne güzel yağmur gibi yağıyorsun (varlığınla bereket getiriyorsun).
Âsheghân, âsheghân tâze be tâze az bahâran che khabar
(Aşıklar, aşıklar taptaze; bahardan ne haber)
Az bahâr, az gol o bâgh o bou-ye bârân, che khabar
(Baharın kendisinden, çiçekten, bahçeden ve yağmurun kokusundan ne haber?)
Şu küçük reelste şarkının bir bölümü var