Şimdi Suriye sınırları içinde olan Halep şehri, eskiden Osmanlı İmparatorluğu devrinde bizim sınırlarımız içinde idi ve imparatorluğumuzun bir vilayeti idi.
Adamın biri Halep’e gidip gelmiş. Artık her mecliste: “Ben Halep’te iken…” diye başlıyor ve dinleyicileri bıktırıncaya kadar yerli-yersiz konuşuyor ve bir sürü palavra atıyormuş.
Birgün kahvehanede söz cirit oyunundan, koşudan ve uzun atlamadan açılmış. Bizim ukalâ:
– Ben Halep’te iken altmış arşın atladım..” diye bir palavra atmasın mı? Artık sabırları tükenen ahbapları:
– Haydi canım, demişler, desteksiz atıyorsun, altmış arşın atlamak kim, sen kim?…
– Doğru söylüyorum, atladım, diye ısrar etmiş ve yemin-billâh’larla inandırmaya çalışmış onları. Onlar da:
– Peki efendim, öyle ise burada da atla ki görüp inanalım, demişler.
Bakmış ki pabuç pahalı, yalanı meydana çıkacak, bu sefer:
– Yok-yok demiş, ben Halep’te atladım, orada olsam yine atlarım. Dostları da bu palavrayı yutmamış, iyice sıkıştırmaşlar:
– Halep orada ise arşın burada…
Bu hadiseden sonra palavracıların balonlarını söndürmek için bu tabir dillere destan olmuş.
Adamın biri Halep’e gidip gelmiş. Artık her mecliste: “Ben Halep’te iken…” diye başlıyor ve dinleyicileri bıktırıncaya kadar yerli-yersiz konuşuyor ve bir sürü palavra atıyormuş.
Birgün kahvehanede söz cirit oyunundan, koşudan ve uzun atlamadan açılmış. Bizim ukalâ:
– Ben Halep’te iken altmış arşın atladım..” diye bir palavra atmasın mı? Artık sabırları tükenen ahbapları:
– Haydi canım, demişler, desteksiz atıyorsun, altmış arşın atlamak kim, sen kim?…
– Doğru söylüyorum, atladım, diye ısrar etmiş ve yemin-billâh’larla inandırmaya çalışmış onları. Onlar da:
– Peki efendim, öyle ise burada da atla ki görüp inanalım, demişler.
Bakmış ki pabuç pahalı, yalanı meydana çıkacak, bu sefer:
– Yok-yok demiş, ben Halep’te atladım, orada olsam yine atlarım. Dostları da bu palavrayı yutmamış, iyice sıkıştırmaşlar:
– Halep orada ise arşın burada…
Bu hadiseden sonra palavracıların balonlarını söndürmek için bu tabir dillere destan olmuş.