Chen

🇵🇸
Forum Sorumlusu
Katılım
9 Ocak 2020
Mesajlar
44,375
Çözümler
4
Tepki puanı
12,953
Puanları
113
Konum
.
Cinsiyet
Kadın
Fordizm, Henry Ford tarafından 1900’lü yılların başında geliştirilmiş ve ilk kez Ford otomobil fabrikasında uygulanmaya başlanmış bir üretim organizasyon biçimidir.

Fordizm, emek sürecinin mekanizasyonunu geliştirmiş, kafa ve kol emeği arasındaki ayrımı pekiştirmiştir. Fordist üretim sisteminde, işçiler çalışma temposu üzerindeki kontrollerini tamamen kaybetmiştir (Taymaz, 1993: 21; Çakmak, 2004: 238; Öcal, 1995: 106). Fordist üretim; son derece özel, tek amaçlı makineler ve eğitimsiz, niteliksiz iş gücü kullanılarak, üretimin sürekli kayan bir bant hattı üzerinde yapılmasını ifade etmektedir.


Fordist iş organizasyonunda üretim sürecindeki küçük parçalara bölünen işler, yapılış sırasına göre bir hatta dizilmekte, işçilerin üretim sırasında işi gereği parça almak ya da alet/makine kullanmak için gidiş gelişleri önlenmektedir. Bunun yerine, üretim sürecinin gerektirdiği işlem sırasına göre dizilmiş makineler ve iş istasyonları boyunca hareket etmesi sağlanmakta ve böylece Fordist montaj hattı (akar band) ortaya çıkmaktadır (Ansal,1999: 10). Diğer bir ifade ile Fordizm; son derece özel, tek amaçlı makineler ve eğitimsiz, niteliksiz iş gücü kullanılarak, üretimin sürekli kayan bir bant hattı üzerinde yapılmasını ifade etmektedir (Yentürk, 1999: 43).

Ürün teknolojisinde, kitlesel üretim esasına dayalı ilk örnek, Albay Samuel Colt’un toplu tabancayı icat etmesi olarak belirtilebilir (Saçlı, 2009: 86). Fordist Üretim Sistemi’nin temel yapısını teşkil eden “bant sistemini” ilk uygulamaya koyan, üretim sürecine adını veren, otomotiv endüstri şirketi Ford olmuştur.

Ford’un T-Modeli, kitlesel üretimin simgesi (Fordizm) hâline gelmiştir. T-Modeli, otomobil imalâtında kullandığı bant üzerindeki seri üretim sistemi şeklinde tanımlanabilir.

Fordizm, montaj hattına dayalı emek örgütlenme biçimi şeklinde de tanımlanmaktadır (Taymaz, 1993: 28). Endüstri toplumuyla gelişen fabrika düzeninde, daha önceden hiç önemsenmeyen “zaman” ve bir şeyi zamanında yapma, artık toplumsal bir zorunluluğa dönüşmüştür (Toffler, 1981: 82).

Sanayi toplumundaki kitle üretimi ve Fordist çalışma mantığını yeren Charlie Chaplin’in efsanevi filmi “Modern Zamanlar”ın başlangıcında “Duvar Saati” imgesini görmek mümkündür. Bu filmde her şeyin bir üretim bandına bağlı olduğu, alaylı örneklerle yansıtılmaktadır. Bireyin bant sisteminin kurgusunda, zaman dilimine sıkışıp kaldığı çok iyi bir şekilde anlatılmıştır.

Modern Zamanlar’ın üretim bandı işçisi Şarlo (Charlie Chaplin) karakteri Taylorist yönetim prensiplerine dayalı üretim düzeninin emekçiye etkisinin karikatürleştirilmiş bir gösterisidir. Modern Zamanlar izleyicide iyi bir karikatür etkisi bırakır, güldürürken düşündürür. Mizahi bir toplumsal düzen eleştirisi olan film tüm zamanların izleyicisine endüstri ve özel teşebbüsün hikâyesini ve insanlığın mutluluk için verdiği mücadeleyi didaktik olmayan bir dille, sempatik bir tutunamayan üzerinden anlatır.

Standartlaşma ve uzmanlaşmanın ulaştığı nokta Ford fabrikalarındaki üretimde görülebilir. 1908 yılında Henry Ford, T-modeli diye bilinen otomobillerin üretimine geçtiğinde, bu otomobillerden bir tanesini yapmak için 7882 işin yapılması gerekiyordu. Yaşam öyküsünde Ford, uzmanlık gerektiren bu 7882 işten 949’nun son derece sağlam ve güçlü insanlar, 3338’nin ise sıradan güçlü insanlar tarafından yapılabileceğini söylemektedir. Geri kalanların çoğunun kadın ve çocuklar tarafından yapılabileceğini ifade etmektedir. Aşırı uzmanlaşmanın ne kadar ileri gittiğini, bu örnek çok iyi anlatmaktadır (Toffler,1981: 79-80).

Fordizm’de, daha çok parçanın birbirinin yerine tam ve tutarlı bir biçimde konulabilecek şekilde değiştirilebilir olması ve birbirine bağlanmasının basit olması son derece önemlidir. Kitle üretim sürecinde işçinin sadece tek bir işi vardır (Örneğin cıvata sıkmak ya da üretim bandından geçmekte olan arabanın tekerleğini takmak gibi). İşçinin parça ısmarlaması, aletlerini tamir etmesi, kalite kontrolü yapması gerekmemektedir (Bozkurt, 2004: 314).

Fordist üretimin en önemli özelliklerinden biri tekrara dayalı çalışma şeklidir. İşçiler aynı görevi günde yüzlerce kez tekrarlamak zorundadırlar. Bu süreçte işçi tamamen karar süreçlerinin dışında bırakılmaktadır. Üretim esnasında hiçbir şekilde bir yetki ya da sorumluluk üstlenmemekte, sadece kendisine verilen görevi yerine getirmektedir. Bir diğer ifade ile işçinin üretim üzerindeki kontrolü tamamen ortadan kaldırılmaya çalışılmıştır (Yentürk, 1993: 44).

Fordist çalışma ile iş gücünün vasıfsızlaştığı iddiasında bulunan düşünürler, Marx’ın yabancılaşma kavramını temel alarak, sistemin yabancılaşmaya yol açtığını düşünmektedirler. Örneğin Blauner, teknolojinin bireyin işine yabancılaşmasına neden olduğunu iddia etmektedir. Blauner’e göre, en yüksek seviyede yabancılaşma üretim bant işçilerinde gerçekleşmektedir. Üretim bandındaki teknoloji tecrübesini sadece ekonomik bir ödül ile ayakta duran bir faaliyete dönüştürmemekte, aynı zamanda çatışmayı kışkırtıp sosyal entegrasyonu en aza indirgemektedir (Grint, 1998: 324).

Fordizm, 1970’lere gelindiğinde krize girmeye başlamıştır. Krizin ortaya çıkmasında pek çok neden etkili olmuştur. Bu nedenler aşağıdaki gibi sıralanabilir:

“Fordist” üretimin önemli bir özelliği olan yüksek düzeyde iş bölümü yani “aşırı uzmanlaşma” sonucu çalışanların giderek işe yabancılaşmaları,
İç piyasanın giderek doyuma ulaşması,
Bu dönemde dünyayı saran küresel krizin varlığı,
Krizle birlikte rekabetin yoğunlaşması,
Teknolojik dönüşümün hızlanması,
Maliyetlerin aşağı çekilmesi zorunluluğu,
Kitle tüketiminin zora girmesi (Bozkurt, 2005: 123).
 
Üst Alt