Geçen okulda, her türlü uyruktan olusan bir arkadas grubu ile hasbihal ediyoruz.
Yani aslinda daha cok iliski problemlerini, felsefi kavramlarla bütünlestirmeye calisir iken, konu uctu dolanip geldi, Erkeğin karmasik duygusal hallerine.
Ya aslinda karmasik degil diyoruz, var bir mantigi hatta bir semantiği.. Kant a göre, duygular kisinin kisisel hazinesi oldugu icin,objektif bir cikarim saglayamazlar..ondandir ki, Nietzsche ve ya Schopenhauer gibi subjektif idealistler, düsüncelerinde,bir cogun düsündügünün aksine, aklin degil duygularin ve ya algiladiklarini yansitmaya calisirlar..biz fanilere, bu kisisel duygu ve algilari akil süzgecinden gecirmek kaliyor iste..fark bu..yani sevgili okurlarim, bize miras kalanlar, his deryalarinda terk edilmis bir sandal misali olan bu büyük düsünürlerin hissiyatlaridir.Cik isin icinden cikabilirsen.
Bu dönemde Genel anlamda, erkek davranislari ile gösteriyor hisettigini..
Ne bilim salliyorum, hislerinin bir maddesel karsiligi oluyor illa ki..bu ille de para degil, mesela "yeni" bir hatuna kapiyi acmak, onu hediyelere bogmak, uzun süren iliskilerde, ev tamiratlari xapmak, seyhat etmeyi saglamak gibi seyler.
Pek duygularindan konusmaz.Bati cephesinde bu oturmus bir ritueldir.
Kadin erkegin emegini anlar..hislerine suskunluk gemi vurmussa da erkek, cesitli jestlerle anlatmaya calisir.
Konu geldi Türk Erkeklerine.
Türk erkegi asiri duygusal dürtü yasadiginda,kendini alkole veriyor dedi biri...
O güne kadar buna hic kafa yormamistim.
Ama dogruluk payi var gibi.Duygusallik adam olmamak mi? Ya da erkegi zayif mi gösteriyor?
Bunun sosyolojik boyutlari neler?
SÖylemekk istediginiz bir sey var mi?
Yani aslinda daha cok iliski problemlerini, felsefi kavramlarla bütünlestirmeye calisir iken, konu uctu dolanip geldi, Erkeğin karmasik duygusal hallerine.
Ya aslinda karmasik degil diyoruz, var bir mantigi hatta bir semantiği.. Kant a göre, duygular kisinin kisisel hazinesi oldugu icin,objektif bir cikarim saglayamazlar..ondandir ki, Nietzsche ve ya Schopenhauer gibi subjektif idealistler, düsüncelerinde,bir cogun düsündügünün aksine, aklin degil duygularin ve ya algiladiklarini yansitmaya calisirlar..biz fanilere, bu kisisel duygu ve algilari akil süzgecinden gecirmek kaliyor iste..fark bu..yani sevgili okurlarim, bize miras kalanlar, his deryalarinda terk edilmis bir sandal misali olan bu büyük düsünürlerin hissiyatlaridir.Cik isin icinden cikabilirsen.
Bu dönemde Genel anlamda, erkek davranislari ile gösteriyor hisettigini..
Ne bilim salliyorum, hislerinin bir maddesel karsiligi oluyor illa ki..bu ille de para degil, mesela "yeni" bir hatuna kapiyi acmak, onu hediyelere bogmak, uzun süren iliskilerde, ev tamiratlari xapmak, seyhat etmeyi saglamak gibi seyler.
Pek duygularindan konusmaz.Bati cephesinde bu oturmus bir ritueldir.
Kadin erkegin emegini anlar..hislerine suskunluk gemi vurmussa da erkek, cesitli jestlerle anlatmaya calisir.
Konu geldi Türk Erkeklerine.
Türk erkegi asiri duygusal dürtü yasadiginda,kendini alkole veriyor dedi biri...
O güne kadar buna hic kafa yormamistim.
Ama dogruluk payi var gibi.Duygusallik adam olmamak mi? Ya da erkegi zayif mi gösteriyor?
Bunun sosyolojik boyutlari neler?
SÖylemekk istediginiz bir sey var mi?