Dünya Sarılma Günü, sarılmaya ve kucaklaşmaya adanmış yıllık gerçekleşen bir etkinliktir. İddialara göre dünya sarılma günü ilk olarak 21 Ocak 1986'da ABD, Clio, Michigan'da kutlandı.
Dünya sarılma günü fikri, herkesi aile ve arkadaşlarına daha sık sarılmaya teşvik etmeyi amaçlamaktadı
Dünya Sarılma Günü Nasıl Kutlanır?
Aslında çıkış noktası olan Amerika’da herkesin birbirine bir neden aramaksızın kucak açtığı ve sarılarak iyi enerjilerle buluştuğu bir gündür. Herhangi bir nedene bağlı olmadan sevgi ve şefkat duygularını ön plana çıkarmak esas amaçtır. Karşılıklı güven, empati, anlayış duygularının farkındalığını arttırmak için kutlanır. Yani sokaklara çıkıp tanıdığınız tanımadığınız herkesle kucaklaşmak ve bunun toplum üzerinde manevi bir değişim oluşturmasını sağlamaktır. En azından Kevin Zaborney’in başlangıç noktasında bu vardır. Ancak zaman içerisinde benimsenen ve şekillenen dünya sarılma günü, “#huggingday” hashtagiyle sosyal medyada geniş yer bularak tarihte bugün herkesin sevdikleri, aileleri, arkadaşları ile kucaklaşarak çektikleri fotoğraflar ve videolar ile de kutlanır hale gelmiştir.
Bugün herkesin sevdiklerine sebepsiz bir kucaklaşma ile zaman ayıracağı bir gün. Çocuklarınızla, kardeşlerinizle, büyük anne ve büyük babalarınızla, ailenizle, arkadaşlarınızla sarılarak geçirebileceğiniz bir günün sonunda kendinizi nasıl hissederdiniz? Öğrenmek için bugün sevdiklerinize sarılmayı siz de deneyebilirsiniz.
Sarılmak Nedir? Neden Bir İhtiyaçtır?
Bizi biz yapan ve besleyen en önemli şey duygularımızdır. Eğer ruhen iyiysek iş hayatımızda olsun, okul ya da sosyal yaşantımızda olsun karşımıza çıkan zorluklara bakış açımız dahi değişir. Çok daha mücadeleci ve pozitif oluruz. Sevdiklerinize sarıldığınız o kısacık anı düşünün. Size ne hissettirdiğini kafanızda canlandırmaya çalışın. Çocukluğunuzda oyun oynarken kavga ettiğiniz kardeşiniz ya da arkadaşınızla “hadi sarılın da barışın” diyen büyükleriniz olmuştur. Kendinizi üzgün hissettiğiniz anlarda ya da üzgün bir arkadaşınıza destek olmak istediğiniz de genel olarak ilk yaptığımız eylem sarılmaktır. Sarılmak en genel tanımıyla insana kendini iyi hissettirir.
Hayatın koşuşturmacası içerisinde bazen kendimizi bazen de sevdiklerimizi ihmal ettiğimiz zamanlar da oluyor. Hatta Japonya’da özel sarılma terapilerinin yapıldığı evlerin olması belki de hayatın içinde unutulan bu manevi duygunun bir başka şekil almış hali. Terapi evlerindeki tek amaç bu manevi huzura ihtiyacı olanlara destek vermek. Bir nevi insanların sarılma terapisi ile stres ve sıkıntılarından arınmalarını sağlamak. Bu durum aslında sarılmanın hayatımızda olmadığı zaman yaratabileceği manevi boşluğun gelebileceği noktayı gösteriyor. Bu sebeple Dünya Sarılma Günü sadece manevi bir anlam ifade ettiği için dikkate almaya değer olabilir. Bir terapi evine ihtiyaç kalmadan sevdiklerinize sarılarak bir gün geçirmek hem kendinizi iyi hissedebilir hem de onlara yalnız olmadıklarını hissettirebilirsiniz. Ayrıca sarılmanın hissettirdiği duyguları daha farkına vararak yaşayacağınız bir gün sonrası, hayatınızda sevdiklerinize çok daha fazla kucak açmanızın hem sizin hem sevdikleriniz için ne anlama gelebileceğini daha iyi gözlemleyebilirsiniz.
Sarılmak Neden İyi Hissettirir?
Sarılmanın insan üzerindeki olumlu etkileri üzerine yapılan pek çok farklı çalışma mevcut. Bu çalışmaların vardığı ortak nokta ise insanın doğası gereği sarılmanın bir ihtiyaç olduğudur. Yeni doğan bir bebeğin annesi tarafından kucaklandığında sakinleşmesi verilebilecek en somut örneklerden biri olsa gerek. Aslında biraz düşündüğümüzde sarılmanın üzerimizde oluşturduğu olumlu etkileri hepimiz fark edebiliriz. Şimdi bu etkilerin neler olabileceğine ve sarılmanın hem kendimiz hem sevdiklerimiz açısından yarattığı olumlu duygulara göz atalım.
Sarıldığımız an kendimizi güvende hissederiz.
Sarıldığımız zaman karşımızdaki kişilere güven veririz.
Sarılmak huzurlu hissetmemizi sağlar.
Daha güçlü bir iletişim kurmuş oluruz. Sarılmak sevgimizi belli etmenin en kolay ama en samimi yollarından biridir. Karşımızdakine değer verdiğimizi hissettirmek de güçlü bir iletişim kurmamıza yardımcı olur.
Endişelerimizi azaltır ve sevdiklerimizin de endişelerini azaltmasına katkı sağlar.
Aile ya da arkadaşlık ilişkilerimizde karşılıklı olarak daha anlayışlı olmamızı sağlar. Böylece kavga ve çatışmalar da azalmış olur.
Sarılmak yaşadığımız duyguların o an için farkındalık düzeyini arttırır. Bir nevi meditasyon olarak da değerlendirebiliriz.
Karşımızdaki kişi ile empati kurabilmemizi sağlar.
Sevdiklerimize karşı daha koruyucu olmamızı sağlayarak bu noktadaki duygularımızı da güçlendirir.
Gerginliğimizi ve stresimizi azaltır.
Sarılmak şefkat duygumuzun da ön plana çıkmasını sağlar.
Duygularımızı daha dışa vurabilen ve daha iyi ifade edebilen bir yapıda olmamıza yardımcı olur.
Öfkeli olduğumuz anlarda sakinleşmemize ya da karşı tarafın öfkesini yatıştırabilmemize yardımcı olur.
Manevi yönden olumlu pek çok duygumuzun açığa çıkması fiziki olarak kaslarımıza da yansır. Nasıl ki gergin hissettiğimizde kas ağrıları çekiyorsak, kendimizi rahat hissettiğimizde de kaslarımız rahatlar. Sarılmak bu noktada pozitif bir etki yaratır.
Değer verdiğinizi hissettirmek ve değer gördüğünüzü hissetmek özgüven açısından da olumlu etki yaratır.
Dünya sarılma günü fikri, herkesi aile ve arkadaşlarına daha sık sarılmaya teşvik etmeyi amaçlamaktadı
Dünya Sarılma Günü Nasıl Kutlanır?
Aslında çıkış noktası olan Amerika’da herkesin birbirine bir neden aramaksızın kucak açtığı ve sarılarak iyi enerjilerle buluştuğu bir gündür. Herhangi bir nedene bağlı olmadan sevgi ve şefkat duygularını ön plana çıkarmak esas amaçtır. Karşılıklı güven, empati, anlayış duygularının farkındalığını arttırmak için kutlanır. Yani sokaklara çıkıp tanıdığınız tanımadığınız herkesle kucaklaşmak ve bunun toplum üzerinde manevi bir değişim oluşturmasını sağlamaktır. En azından Kevin Zaborney’in başlangıç noktasında bu vardır. Ancak zaman içerisinde benimsenen ve şekillenen dünya sarılma günü, “#huggingday” hashtagiyle sosyal medyada geniş yer bularak tarihte bugün herkesin sevdikleri, aileleri, arkadaşları ile kucaklaşarak çektikleri fotoğraflar ve videolar ile de kutlanır hale gelmiştir.
Bugün herkesin sevdiklerine sebepsiz bir kucaklaşma ile zaman ayıracağı bir gün. Çocuklarınızla, kardeşlerinizle, büyük anne ve büyük babalarınızla, ailenizle, arkadaşlarınızla sarılarak geçirebileceğiniz bir günün sonunda kendinizi nasıl hissederdiniz? Öğrenmek için bugün sevdiklerinize sarılmayı siz de deneyebilirsiniz.
Sarılmak Nedir? Neden Bir İhtiyaçtır?
Bizi biz yapan ve besleyen en önemli şey duygularımızdır. Eğer ruhen iyiysek iş hayatımızda olsun, okul ya da sosyal yaşantımızda olsun karşımıza çıkan zorluklara bakış açımız dahi değişir. Çok daha mücadeleci ve pozitif oluruz. Sevdiklerinize sarıldığınız o kısacık anı düşünün. Size ne hissettirdiğini kafanızda canlandırmaya çalışın. Çocukluğunuzda oyun oynarken kavga ettiğiniz kardeşiniz ya da arkadaşınızla “hadi sarılın da barışın” diyen büyükleriniz olmuştur. Kendinizi üzgün hissettiğiniz anlarda ya da üzgün bir arkadaşınıza destek olmak istediğiniz de genel olarak ilk yaptığımız eylem sarılmaktır. Sarılmak en genel tanımıyla insana kendini iyi hissettirir.
Hayatın koşuşturmacası içerisinde bazen kendimizi bazen de sevdiklerimizi ihmal ettiğimiz zamanlar da oluyor. Hatta Japonya’da özel sarılma terapilerinin yapıldığı evlerin olması belki de hayatın içinde unutulan bu manevi duygunun bir başka şekil almış hali. Terapi evlerindeki tek amaç bu manevi huzura ihtiyacı olanlara destek vermek. Bir nevi insanların sarılma terapisi ile stres ve sıkıntılarından arınmalarını sağlamak. Bu durum aslında sarılmanın hayatımızda olmadığı zaman yaratabileceği manevi boşluğun gelebileceği noktayı gösteriyor. Bu sebeple Dünya Sarılma Günü sadece manevi bir anlam ifade ettiği için dikkate almaya değer olabilir. Bir terapi evine ihtiyaç kalmadan sevdiklerinize sarılarak bir gün geçirmek hem kendinizi iyi hissedebilir hem de onlara yalnız olmadıklarını hissettirebilirsiniz. Ayrıca sarılmanın hissettirdiği duyguları daha farkına vararak yaşayacağınız bir gün sonrası, hayatınızda sevdiklerinize çok daha fazla kucak açmanızın hem sizin hem sevdikleriniz için ne anlama gelebileceğini daha iyi gözlemleyebilirsiniz.
Sarılmak Neden İyi Hissettirir?
Sarılmanın insan üzerindeki olumlu etkileri üzerine yapılan pek çok farklı çalışma mevcut. Bu çalışmaların vardığı ortak nokta ise insanın doğası gereği sarılmanın bir ihtiyaç olduğudur. Yeni doğan bir bebeğin annesi tarafından kucaklandığında sakinleşmesi verilebilecek en somut örneklerden biri olsa gerek. Aslında biraz düşündüğümüzde sarılmanın üzerimizde oluşturduğu olumlu etkileri hepimiz fark edebiliriz. Şimdi bu etkilerin neler olabileceğine ve sarılmanın hem kendimiz hem sevdiklerimiz açısından yarattığı olumlu duygulara göz atalım.
Sarıldığımız an kendimizi güvende hissederiz.
Sarıldığımız zaman karşımızdaki kişilere güven veririz.
Sarılmak huzurlu hissetmemizi sağlar.
Daha güçlü bir iletişim kurmuş oluruz. Sarılmak sevgimizi belli etmenin en kolay ama en samimi yollarından biridir. Karşımızdakine değer verdiğimizi hissettirmek de güçlü bir iletişim kurmamıza yardımcı olur.
Endişelerimizi azaltır ve sevdiklerimizin de endişelerini azaltmasına katkı sağlar.
Aile ya da arkadaşlık ilişkilerimizde karşılıklı olarak daha anlayışlı olmamızı sağlar. Böylece kavga ve çatışmalar da azalmış olur.
Sarılmak yaşadığımız duyguların o an için farkındalık düzeyini arttırır. Bir nevi meditasyon olarak da değerlendirebiliriz.
Karşımızdaki kişi ile empati kurabilmemizi sağlar.
Sevdiklerimize karşı daha koruyucu olmamızı sağlayarak bu noktadaki duygularımızı da güçlendirir.
Gerginliğimizi ve stresimizi azaltır.
Sarılmak şefkat duygumuzun da ön plana çıkmasını sağlar.
Duygularımızı daha dışa vurabilen ve daha iyi ifade edebilen bir yapıda olmamıza yardımcı olur.
Öfkeli olduğumuz anlarda sakinleşmemize ya da karşı tarafın öfkesini yatıştırabilmemize yardımcı olur.
Manevi yönden olumlu pek çok duygumuzun açığa çıkması fiziki olarak kaslarımıza da yansır. Nasıl ki gergin hissettiğimizde kas ağrıları çekiyorsak, kendimizi rahat hissettiğimizde de kaslarımız rahatlar. Sarılmak bu noktada pozitif bir etki yaratır.
Değer verdiğinizi hissettirmek ve değer gördüğünüzü hissetmek özgüven açısından da olumlu etki yaratır.
