Eser, Davut'un Golyat'a saldırmaya karar verdiği anı simgelemektedir. 5,17 metre yüksekliğindeki mermer heykel Floransa'nın bir sembolü niteliğindedir. Heykelin tamamı 8 Eylül 1504 tarihinde ortaya çıkarılmıştır.

İlk bakışta, Michelangelo'nun meşhur çıplak adamı “içsel bir kahramanım ben” diye bağırmıyor olabilir. Ancak yakından bakıldığı zaman Davut'un, sol omuzunun üzerinden, sağ eliyle bir taş tutmakta olduğunu görürsünüz. Bu, Davut'un zalim dev Golyat'la karşı karşıya geldiği ve ona saldırmaya karar verdiği anı tanımlar.


Michelangelo'nun David'i kadar ünlü olan sadece bir kaç heykel vardır. Rönesans dönemi sanatçısı olan Michelangelo, bu heykeli 1504 yılında tamamladığında daha 29 yaşındaydı ve bugün, yılda 8 milyon insan David eserini görmek için Floransa'daki Galleria Dell'accademia' yı ziyaret ediyor.



Davut heykeli için konu olan Davut ve Golyat hikayesi Tevrat, İncil ve Kuran’ı Kerim‘de bahsi geçen bir hikayedir.
Davut peygamber Kudüs’te doğar. İsrail’in en büyük kralıdır. Kendisine 4 kutsal kitaptan biri olan Zebur indirilmiştir. Süleyman peygamberin de babasıdır.

Hikaye, İsrailoğulları ve Filistinlilerin savaşı esnasında gerçekleşir. Golyat kimilerine göre 3 metre boyu olan Filistinli savaşçı bir dev iken Davut, o sıralar ergen bir çocuktur. Çoban olarak yetiştirilmiş olan Davut, savaş esnasında cepheye yiyecek ve teçhizat taşımakla görevlidir.
Hikayeye göre İsrail’in ilk kralı olan Saul, Golyat’ı öldürene kızını vereceğini ve o kişiyi zengin edeceğini söyler. Davut, Golyat’ın kim olduğunu öğrenince Kral Saul’un karşına çıkar ve Golyat ile dövüşmek istediğini söyler. Saul, Davut’un henüz genç olduğunu ve bu işi yapamayacağını söyleyerek onu reddeder.

Ancak Davut Saul’a, sürüsünü otlatırken bir aslan veya bir ayıyla karşılaştığı zaman onları “çenesindeki kıldan tutup” öldürdüğünü anlatır. Bunun üzerine Saul Davut’un dövüşmesine izin verir.

Kral, Davut’a kendi zırhını giydirir ve başına takması için tunçtan bir miğfer verir. Zırh ve miğfer Davut’a ağır gelir, bu kıyafetlerin içinde rahat hareket edemez. Bu yüzden üzerinde ne var ne yoksa hemen çıkarıp eline bir sapan ve beş tane çakıl taşı alır, ardından yola çıkar.
Golyat ile karşı karşıya gelen Davut, düşmanının en hassas noktasına, alnının tam ortasına kalın bir miğfer giydiğini görür. Bunun üzerine ordunun kalkanları ile güneş ısısını Golyat’ın miğferine yansıtır. Miğferi ısınan Golyat, çareyi onu çıkarmakta bulur.
Tam bu esnada Davut sapanı ile Golyat’ın alnının ortasını hedef alarak onu vurur ve yere indirir. Yere düşen Golyat’ın kılıcını alan Davut, düşmanın başını ve gövdesini birbirinden ayırır. Golyat’ın kellesini de Kral Saul’a götürür. Hikayenin ana teması tanrının gücüyle her şeyin yapılabileceğidir.
Bu savaş, Kuran’da Bakara Suresi 249-251. ayetlerinde anlatılır. Hikaye, geçmişte olduğu gibi günümüzde de sanat eserlerine konu olmaktadır.

Davut heykeli, Michelangelo’nun anatomi bilgisinin de ne kadar iyi olduğunu gözler önüne serer.

İlk bakışta, Michelangelo'nun meşhur çıplak adamı “içsel bir kahramanım ben” diye bağırmıyor olabilir. Ancak yakından bakıldığı zaman Davut'un, sol omuzunun üzerinden, sağ eliyle bir taş tutmakta olduğunu görürsünüz. Bu, Davut'un zalim dev Golyat'la karşı karşıya geldiği ve ona saldırmaya karar verdiği anı tanımlar.


Michelangelo'nun David'i kadar ünlü olan sadece bir kaç heykel vardır. Rönesans dönemi sanatçısı olan Michelangelo, bu heykeli 1504 yılında tamamladığında daha 29 yaşındaydı ve bugün, yılda 8 milyon insan David eserini görmek için Floransa'daki Galleria Dell'accademia' yı ziyaret ediyor.



Davut heykeli için konu olan Davut ve Golyat hikayesi Tevrat, İncil ve Kuran’ı Kerim‘de bahsi geçen bir hikayedir.
Davut peygamber Kudüs’te doğar. İsrail’in en büyük kralıdır. Kendisine 4 kutsal kitaptan biri olan Zebur indirilmiştir. Süleyman peygamberin de babasıdır.

Hikaye, İsrailoğulları ve Filistinlilerin savaşı esnasında gerçekleşir. Golyat kimilerine göre 3 metre boyu olan Filistinli savaşçı bir dev iken Davut, o sıralar ergen bir çocuktur. Çoban olarak yetiştirilmiş olan Davut, savaş esnasında cepheye yiyecek ve teçhizat taşımakla görevlidir.
Hikayeye göre İsrail’in ilk kralı olan Saul, Golyat’ı öldürene kızını vereceğini ve o kişiyi zengin edeceğini söyler. Davut, Golyat’ın kim olduğunu öğrenince Kral Saul’un karşına çıkar ve Golyat ile dövüşmek istediğini söyler. Saul, Davut’un henüz genç olduğunu ve bu işi yapamayacağını söyleyerek onu reddeder.

Ancak Davut Saul’a, sürüsünü otlatırken bir aslan veya bir ayıyla karşılaştığı zaman onları “çenesindeki kıldan tutup” öldürdüğünü anlatır. Bunun üzerine Saul Davut’un dövüşmesine izin verir.

Kral, Davut’a kendi zırhını giydirir ve başına takması için tunçtan bir miğfer verir. Zırh ve miğfer Davut’a ağır gelir, bu kıyafetlerin içinde rahat hareket edemez. Bu yüzden üzerinde ne var ne yoksa hemen çıkarıp eline bir sapan ve beş tane çakıl taşı alır, ardından yola çıkar.
Golyat ile karşı karşıya gelen Davut, düşmanının en hassas noktasına, alnının tam ortasına kalın bir miğfer giydiğini görür. Bunun üzerine ordunun kalkanları ile güneş ısısını Golyat’ın miğferine yansıtır. Miğferi ısınan Golyat, çareyi onu çıkarmakta bulur.
Tam bu esnada Davut sapanı ile Golyat’ın alnının ortasını hedef alarak onu vurur ve yere indirir. Yere düşen Golyat’ın kılıcını alan Davut, düşmanın başını ve gövdesini birbirinden ayırır. Golyat’ın kellesini de Kral Saul’a götürür. Hikayenin ana teması tanrının gücüyle her şeyin yapılabileceğidir.
Bu savaş, Kuran’da Bakara Suresi 249-251. ayetlerinde anlatılır. Hikaye, geçmişte olduğu gibi günümüzde de sanat eserlerine konu olmaktadır.

Davut heykeli, Michelangelo’nun anatomi bilgisinin de ne kadar iyi olduğunu gözler önüne serer.