Temel, İstanbul’a yeni gelmişti. Gittiği her yerde yerel şive ile konuştuğundan garipseniyor, kimileri de dudak ucuyla gülüp küçümsüyorlardı.
Buna fena halde içerleyen Temel sonunda dayanamayıp parladı:
– Ula baa bakın bakayım… Siz dersuğuz fındık, biz deruk finduk, siz dersuğuz avukat, biz deruk abukat, siz dersuğuz amca, bir derik emice…
Habunun hangisu kaba? Bizdeki inceluğa bak, inceluğa...
Buna fena halde içerleyen Temel sonunda dayanamayıp parladı:
– Ula baa bakın bakayım… Siz dersuğuz fındık, biz deruk finduk, siz dersuğuz avukat, biz deruk abukat, siz dersuğuz amca, bir derik emice…
Habunun hangisu kaba? Bizdeki inceluğa bak, inceluğa...